• Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Üyelik Girişi
Videolar

Yeni Yayımlanan Kitaplar

   

İsmail Haqqi His Life Works and Views
Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI

ibn rüşd (1. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek



ibn rüşd (2. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek




Dini ve felsefi metinler: Yirmibirinci Yüzyılda yeniden okuma, anlama ve algılama

Bayram Ali Çetinkaya(Editör)

Doğu-Batı: İki Dünyanın Buluştuğu Noktada Düşünce Günleri



İzmirli İsmail Hakkı
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



15 TEMMUZ DESTANI

Anasayfa

Köyün dışında yağmur duası edilecek yere gidilir… Kasım Baba’nın aktardığını göre, Kahvehanelerin önünde geçerken, önünde oturanlar onlara kıs kıs gülerler. Sonunda grup dua edilecek yere ulaşır… Güneş doğar... Gökyüzünde buluttan bir iz, işaret yoktur, hava açıktır… Havada güneşten başka bir şey gözükmez… Yağmur duası yapılır… İki rekât namaz kılınır… Sonraki olanları Kasım Baba şöyle aktarmaktadır: ‘Öğrencim Sezai’ye bu dua yüz defa okunacak… biraz vakit kazanalım dedim… Kendi kendime şöyle dua ettim: ‘Ya Rabbi bu köyde, yirmi, yirmi beş tane meyhane vardı, tırlarla içki geliyordu. Onları kaldırdık…Kur’ân kursu yapın dedik yaptılar. Bunlara camiye gelin dedim, geldiler. Şimdi Sana yalvarıyorum…” Kasım Baba duaya devam eder: “Ya Rabbi, Sen bir parça yağmur verirsen, bu yere yapacağım işlerin daha fazlasını yapacağım. Eğer yağmur vermezsen, senin neyin artar …"
14.04.2025
Kasımpaşa’da Alibaba Dergâhı (Kadiri Rifai) bulunmaktadır. Kasım Baba o gece oraya gider. Oradan Bereketzade Cami’sine dönerken yolda sarhoş birisiyle karşılaşır. Kasım Baba’ya sarılır. Etrafında bulunanlar engellemeye çalışır. Kasım Baba ‘bırakın sarılmak istiyor, sarılsın’. Sarhoş, Kasım Baba’ya “Hacı Emmi ben sana şuradan bir bira ısmarlasam, içer misin?’ Kasım Baba ona şöyle cevap verir: ‘Sen ısmarla, ben içerim… Sizin biralarınız, fıçı birası… Onun içinde her şey var. Seni Karaköy’e götüreyim orda Meydan Birahanesi var… Oranın birası, Tekel birasıdır… Sana ondan ısmarlayayım, istediğin kadar iç, sabaha kadar iç…’ Bereketzade’ye gelirler ve orada sohbet ederler. Sarhoş başlar ağlamaya…
14.04.2025
Yurt dışında da hizmetlerini sürdüren Kasım Baba, orada irşat ve tebliğ vazifelerinde bulunur. İrşat ve tebliğde kendine göre metot ve yöntemler uygulayarak insanların gönlünü ve kalbini kazanır. Sibirya’da yaşadığı bir olayı kendisi şu şekilde nakletmektedir: “Sibirya’ya gittim. İslâm’ı anlatıyorum. Sibirya’da bir çocuk diğer çocuğa İslâm’ı anlatıyor. İslâm’ı anlatan, Müslüman olmayana ağır bir kelime kullanınca, diğer Müslüman olmayan çocuk utandı. Ben de o mahcup olmasın diye, sıkılmasın ve utanmasın diye takkemi o çocuğun başına koydum. Üç dört ay sonra haber geldi, o çocuk Müslüman olmuş. Adını da Kasım Baba almış. Onun gönlünü satın almışım."
13.04.2025
Kasım Baba, İstanbul’a dönüp Bereketzade Cami’sinde vazifeye başladığındaki duygularını ve bu duygularla yaptığı hizmetleri anlatırken adeta başka bir aleme gidiyor, büyük bir manevî hal ve zevki yaşıyor: “Bereketzade’ye geldiğimde, orada dedim ki ‘Allah’ım artık istediğim ortamı yakaladım. Bereketzade’de beş tane talebeyle başladım. Beş talebeden birisi müftü, birisi Sarıyer’de müftülük yaptı, bir tanesi de Eyüp İmam Hatip Lisesi’nde öğretmen, Gebze’de Milli Eğitimde, Amasya Taşova’da onları 38 yıldır takip ediyorum. Çocuklarının kaç tane olduğunu takip ediyorum…İstanbul’un her hastanesinde bir doktorum var…”
13.04.2025
Rıza makamında olmanın yüceliğini anlatan Kasım Baba, çıkar, gösteriş, bir amaca yönelik yapılan ibadetin ve kulluğun, Hakk nazarında bir değeri olmadığını bildirir. O, hiçliğe ulaşmanın kıymetini anlatır: “Adamın biri bir iki rekât namaz kılar cennete gider, sen iki bin rekât kılarsın da bir şey olmaz. Çünkü maksatlı kıldın kardeşim. Maksatlı ibadet pek geçerli ibadet değil… İlahî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî… Yani şimdi işin içerisinde ben çalışırım, ama benim yevmiyem kaç para diye soramazsın. Onun için hiç olmak lazım, yokluk. Yokluk tasavvufun en yüksek mertebelerinden biridir. ‘Lâ ilâhe İllallahu vahdehû lâ şerike leh’ diyorsun yahu. Allah’ın varlığının yanında hiç kimse varım diyebilir mi? O yokluğu bir kabul etsek hendeği atladık işte… Adam gururlanıyor, tesbihi alıyor eline camide, ‘görün beni, görün beni’ diye tesbih çekiyor. Yahu kardeşim riyaya giriyorsun, git evinde yap bunu, git bir köşede yap kimse görmesin seni! Ya şer’î hüküm de böyledir. Şer’î hüküm ile tasavvufî hüküm arasında fark yoktur
12.04.2025
Sahte mürşitler ile gerçek mürşitlerin ayrılması gerektiğini düşünen Kasım Baba, Peygamber ahlâkıyla kemale ermenin imkânını tasvir eder. Böylece o, enbiya ve peygamberlerde mucize, evliyaullahta keramet ve nihayet insanda feraseti öne çıkarır: “Gerçek mürşit ise Kur’ân-ı Kerim ile Peygamber ahlâkıyla, sünnetiyle, bir elinde Kur’ân bir elinde sünnet olan yani Peygamber Efendimizin 23 senelik ahlâkı elinde, bununla beraber yürüyor. Oğlum sağa sapma, sola sapma, doğru yürü arabana iyi bak, kendine iyi bak diyor vs... Bunlar insanları ruhen de terbiye eden insanlardır. İşte diyoruz ya enbiyada mucize, peygamberlerde mucize, ehlullahta da keramet, müminlerde de feraset olur."
12.04.2025
Kibir, enaniyet, bölünme ve kamplaşma büyük tehlikeler barındırmaktadır. Bundan dolayı Kasım Baba tevhid üzerinden bu ittifakların sağlanmasının lüzumuna dikkat çekmektedir: “Bugün ben cemaatlere baktığımda Müslümanların genelde bu duruma düştüğünü görüyorum. Kibirle­nen ve ‘ene’ diyen her cemaat parça parça bölünmüş ve gruplara ayrılmış durumda. Herkes yaptığı hiz­metlerle övünmekte, kibirlenmekte; böylelikle diğer gruptakilere karşı üstünlük taslamakta… Bu ise tevhid inancına ters düşüyor ki o zaman cemaatleşmeyi yanlış anladınız demektir. Cemaatleşmek, hizipleşmek ve kamplara bölünmek değildir. Küçük cemaatlerin birleşmesi ile büyük bir ‘Ümmeti Muhammed’ cemaati olur. Bu zamanda bunun önünde engel olan bütün cemaatler tehlikededir, bilerek veya bilme­yerek…
11.04.2025
Müslümanlar arasındaki iletişim zayıflığı ve kopukluğu, Kasım Baba’yı üzmektedir. İnananların yaptıkları üretim faaliyetleri ve girişimleri konusunda birbirleriyle sürekli irtibat içinde olmalarının ve haberleşmeleri Kasım Baba’nın önemsediği tavsiyeler içindedir: “Müslümanların en büyük hatası -ki dünyadaki Müslümanların hepsi bu hatayı işlemiştir- hiçbir Müslü­man diğer Müslüman’la muhabereleşmiyor. ‘Sizin köyde ne var ne yok, siz de ne yetişti, elmalar nasıl, armutlar nasıl, soğanlar nasıl, patates nasıl, fasulye oldu mu? İstanbul’da ona göre adam bulayım, ona göre müşteri bulayım, sana yardımcı olayım, ben yapmayayım da sana yardımcı olayım’ demiyorlar.”
11.04.2025
Kabiliyet ve yeteneklerine göre insanların eğitimine dikkat çeken Kasım Baba, sporun da bir ahlâk ve edep vasıtası olduğunu düşünür. Nitekim gençliğinde sporla ilgilenen Kasım Baba, büyük güreşçi Yaşar Doğu’nun öğrencisi olur. Bu dönemde kendi kilosunda Türkiye şampiyonu olur. On sekizden başlayıp yirmili yaşlara kadar güreş sporuyla uğraşan Kasım Baba, medresedeki hocası Yusuf Ziya Efendi’nin ona “bir tercih yapacaksın ya spor ile uğraşacaksın ya da talebeliğe devam edeceksin. İkisini bir arada sürdürmen mümkün değil” sözleri üzerine güreşi bırakır. Anlatılanlara göre, hocasının ikazından sonra da, Kasım Baba bir müddet gizlice güreşle ilgilenir.
11.04.2025
Başlangıçta okunmuş gazete kâğıdı toplayan öğrenciler, bu gazeteleri satıp geliriyle bursların kaynağı olur. Kasım Baba, Bereketaze’deki öğrencilere temin edilen bursların hikayesini kendi şöyle anlatmaktadır: “Bereketzade’de yaklaşık 25 sene evvel senin de içinde bulunduğun öğrencilerimiz okunmuş gazete kâ­ğıdı toplamaya başlamışlardı. Bu toplanan gazete kâğıtları satılıp bir gelir temin edilerek üniversitelerde okuyan öğrencilere karşılıksız burs olarak veriliyordu. Özellikle gurbete gelmiş ve sıkıntı içinde eğitimini sürdüren bu gençlere yardım yapmayı kendimize vazife saymıştık. İlk burs faaliyetimiz 35 öğrenci ile başlamıştı. Bizler öğrencilerimizden bizlere bağlılık değil ülkelerine, milletine bağlılık bekliyorduk. Ara­mızdaki hukukumuz da sadece burs alışverişi ile sınırlı idi.”
10.04.2025
 1  ...
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam39
Toplam Ziyaret206635
Etkinlikler
YENİ ÇIKAN ESERLER





          


                                 






                                             


                                               
                                                                                        
                                                      
                                                   
     





Yayımlanan Eserler


Sayıların Gizemi ve Tasavvufun Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
İnsan Yayınları


   İlkçağ Felsefesi Tarihi
Bayram Ali Çetinkaya 
İNSAN YAYINLARI









Yitik Bilgi ve Hikmet
Bayram Ali Çetinkaya





İslam Medeniyetinin Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



İrfan ve Hikmet Peygamberi 
Bayram Ali Çetinkaya
   İNSAN YAYINLARI
   



   Şems-Mevlana Dostluğu
     Bayram Ali Çetinkaya
     İNSAN YAYINLARI
      


Medine'den Medeniyete

Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI