• Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Üyelik Girişi
Videolar

Yeni Yayımlanan Kitaplar

   

İsmail Haqqi His Life Works and Views
Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI

ibn rüşd (1. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek



ibn rüşd (2. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek




Dini ve felsefi metinler: Yirmibirinci Yüzyılda yeniden okuma, anlama ve algılama

Bayram Ali Çetinkaya(Editör)

Doğu-Batı: İki Dünyanın Buluştuğu Noktada Düşünce Günleri



İzmirli İsmail Hakkı
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



15 TEMMUZ DESTANI
KASIM BABA’NIN SIRLANMASI-5

Hızırlık Bir Derecedir, Görevdir

Hocalarının ve büyüklerinin himmetiyle tasavvufla tanışan Kasım Baba, dervişlik ve mürşitlik arasında şeyhliğin şekillerinden bahseder. O, yaşlı, ilmen ve amelen diye ayırdığı şeyhlerin özelliklerini anlatır: “Efendim şeyhliğin üç şeklini önce bir söyleyelim: Birincisi; yaşlı insanlara, böyle sekseni aşmış insanlara da ‘şeyh’ denilir. İkincisi ‘ilmen şeyh’ denilir. Âlim insanlara hafız dediğimiz zaman, onlar hadis ilminin hafızları olarak kabul edilir; 20-30 bin hadis ezberlemişlerdir. Onlar da şeyh diye geçinirler. Bir de “amelen şeyh” vardır. Çok ibadet eder, kimsenin işine karışmaz, kimseye karşı dilini kirletmez, gözünü kirletmez ve öyle boynu bükük bir insandır. Bunlar zaten bir başkasına da ‘seni kurtaracağım falan’ diye bir şey de demezler.”

Sahte mürşitler ile gerçek mürşitlerin ayrılması gerektiğini düşünen Kasım Baba, Peygamber ahlâkıyla kemale ermenin imkânını tasvir eder. Böylece o, enbiya ve peygamberlerde mucize, evliyaullahta keramet ve nihayet insanda feraseti öne çıkarır: “Gerçek mürşit ise Kur’ân-ı Kerim ile Peygamber ahlâkıyla, sünnetiyle, bir elinde Kur’ân bir elinde sünnet olan yani Peygamber Efendimizin 23 senelik ahlâkı elinde, bununla beraber yürüyor. Oğlum sağa sapma, sola sapma, doğru yürü arabana iyi bak, kendine iyi bak diyor vs... Bunlar insanları ruhen de terbiye eden insanlardır. İşte diyoruz ya enbiyada mucize, peygamberlerde mucize, ehlullahta da keramet, müminlerde de feraset olur. Yani feraset müminin nazarıdır. O iyi gelişmiş olan insanla gözünü, fehmini Cenab-ı Hak açmış, onlar ‘ben mürşidim’ falan demiyorlar ama her şey ortada…”[1]

Teslimiyeti öne çıkaran Kasım Baba, iki tehlikeye dikkat çeker. Bunları enaniyet ve benlik ile ucub olarak değerlendir. Halin içerisinde hali yaşamanın gerekliliği, Kasım Baba’yı Halvetiye’nin teslimiyetine, daha doğrusu Hakk’la bir ve beraber olmaya taşımaktadır: “Halvetiye’de de bu teslimiyet aranır. Bunun karşısında birincisi enaniyet ve benlik vardır. İkincisi ucub vardır. Bunlardan uzak durmak lazımdır. Sen kendini bir yerde görme ve göstermede, bana bunu desinler, şunu desinler dersen olmaz. Şöyle şöhret olayım, böyle şöhret olayım diye yaşarsan bu da olmaz. Çekil bir kenara ayrı bir hal içinde ol. Ve o hal içinde de ayrı bir hale bürün. Halin içerisinde hal olarak yaşamak lazımdır. Halvetilik de işte budur. Halvetilik’te Allah’la beraber olma sanatıdır.”[2]

Gidilecek istikametin belli, tarikin bir olmasına rağmen tefrikaya ve ayrılığa düşülerek, tarikatların kendi amaç ve gayelerinin dışına çıkarılmasına şiddetle itiraz eden Kasım Baba, onların birer din haline dönüştürülmesine karşı çıkar. Kişi ve şahısların öne çıkarılarak kutsanmasının İslâm’ın ruhuyla uyuşmadığına değinen Kasım Baba, tevazu içinde kendisinden de bahsedildiğinde derviş de denilse mürşit de denilse bir itirazının olmayacağını ifade etmektedir. Asıl maksat makam sahibi olmak değil, verilen vazifenin yerine getirilmesidir. Burada Kasım Baba, amaç ile vasıtanın karıştırılmamasının hatırlatmaktadır. Ona göre, İhvan meclisleri ve tarikat mekânları, İslâm’dan habersiz eline bayrak alanın cihada çıktığı bir meydanlar değildir:

“Aslında yol birdir bir! Niye ad koyuyorsunuz? Ne gerek var? Cenab-ı Allah ‘tefrikaya düşmeyin’ dediği halde böyle şeyhler kanalıyla niye tefrikaya düşülüyor? Binlerce yol var Türkiye’de... Bu bilmem şunun kolu, falanca bilmem şunu kolu diye. Tarikatları din haline getirmeyelim. Bu kollarla uğraşacağımıza ağacın gövdesiyle uğraşsak olmaz mı? Bu kesinlikle yanlış… Şahsen benim hiç iddiam yok, ben acizim. Yarın emri hak vaki olduğunda, ölüm geldiğinde, mezarımın başında toplandığınızda yaptığım işleri görevleri anlatın, ‘molla kasım derseniz eyvallah, derviş kasım derseniz eyvallah, şayet mürşit derseniz ona da eyvallah’. İşte benim adım odur. Ben herkese böyle öğütlüyorum. ‘Bazı sapıklar gibi falanca tarikatın falanca kolunun falanca şeyhi demeyin’ diye öğütlüyorum. Bu adlandırmayı halk yapıyor. O mübarek zatlar sağlığında da böyle söylemiyorlar. Bir hakiki mürşit sağlığında der mi ki; ‘ben şu makama geldim’ diye? Sanki bu makam Diyarbakır karpuzuna mı benziyor da herkes tutup tutum alıyor, makam sahibi oluyor? Yok öyle yağma. Önce ‘La ilahe İllallah, Muhammedun Resulullah’.

Önce ümmet olma şerefine nail olalım da ondan sonra bakalım sen hangi göreve tayin ediliyorsun. Verilen göreve de razı ol… Halvetilik aslında gizli bir yoldur. Ama biz ne yapıyoruz? Biz açık zikir yapıyoruz. Bunu zamanında böyle uygun görmüşler. Bunu bizden öncekiler yapmış biz yapmadık! Niye böyle yapmışlar? Halk duysun da gelsin diye... Halk gelince de anne babasına, vatanına faydalı olsun diye…Toplumda zararlı şeylerden korunsun. En önemlisi de hayat tecrübesini, öğrensin diye yapmışlar.

Ama sonradan duyuyoruz ki; İslâm'dan habersizin birileri, eline bir bayrak alan cihada çıkıyor, uygunsuz hallere giriyor. Bunu kabul etmiyorum. Çünkü bu meclisler ilmin irfanın ve ahlakın öğretildiği yerlerdir.”[3]

Halveti derslerini ve şeyhlerini takip ettiğini söyleyen Kasım Baba, Rufai ve Kadiri şeyhlerle de görüştüğünü belirtir. Mustafa Mutlu Baba’nın sohbetlerinden feyz aldığını bildiren Kasım Baba, bunlardan feyz aldığını, ancak ders almadığını özellikle belirtir. Onların sohbetlerinden çok yararlandığını bilhassa hatırlatır. Mehmed Zahid (Kotku) Efendi’nin sohbetlerini çokça katıldığını, ancak onun kendisinin hocası olmadığını açıklar: “…Mehmet Zahid Efendi benim hocam değil, keşke hocam olsaydı, şeyhim de değil keşke şeyhim olsaydı ondan da çok büyük feyz aldım, onu unutamam ben. Hakikaten bugün Türkiye'de onun gibi hiç olmazsa yirmi tane olmalı ama bir tane bile yok, o başkaydı…”[4]

Nakşi-Halidî şeyhleri Hasip Efendi ve Mehmed Zahid Efendi’nin sohbetlerinde sıklıkla bulunduğunu belirten Kasım Baba, büyükleri tanıdıkça hayatının değiştiğini özellikle ifade eder. Âriflerle birlikte olmak, onların sohbet halkalarına dahil olmak, onlardan feyzlenmek, Kasım Baba’nın özelliklerindendir.

‘Ledün ilmi’ dediği tasavvuf, Kasım Baba için, günahlardan kaçarak ibadetlere önem vermeyle onun gündemine girer. Onun ifadesiyle ‘’ibadetlere önem verilince büyüklerin halleri ortaya çıkar… Onlara benzeyelim derken, tasavvufla karşılaşılır.’

Kasım Baba’ya göre ‘tasavvuf, Kur’ân’da ilm-i ledün diye geçer. Musa ile Hızırın arasında geçen konular bu ledün ilmini ilgilendirir. Hızır ve Hz. Musa’ya sen bu dersi okuyamazsın… Bu ilim sabır işidir….’  Her dönemin Hızır’ının farklı olduğunu söyleyen Kasım Baba’ya göre ‘Hızırlık bir derecedir, görevdir.’



[1] “Tasavvuf Ocaklarının Durumu”, Feyz Dergisi, 2 Ağustos 2012 tarihli Kasım Baba ile söyleşi. 

[2] Kasım Yağcıoğlu Efendi (Halveti Yoluna Yolculuk), Feyz Dergisi (röportaj-25 Nisan 2007)

https://feyzdergisi.com/yazi/kasim-yagcioglu-efendi-halveti-yoluna-yolculuk-

[3] Kasım Yağcıoğlu Efendi (Halveti Yoluna Yolculuk), Feyz Dergisi (röportaj)https://feyzdergisi.com/yazi/kasim-yagcioglu-efendi-halveti-yoluna-yolculuk-

[4] Kasım Yağcıoğlu Efendi (Halveti Yoluna Yolculuk), Feyz Dergisi (röportaj)https://feyzdergisi.com/yazi/kasim-yagcioglu-efendi-halveti-yoluna-yolculuk-

  
14 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi8
Bugün Toplam141
Toplam Ziyaret206860
Etkinlikler
YENİ ÇIKAN ESERLER





          


                                 






                                             


                                               
                                                                                        
                                                      
                                                   
     





Yayımlanan Eserler


Sayıların Gizemi ve Tasavvufun Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
İnsan Yayınları


   İlkçağ Felsefesi Tarihi
Bayram Ali Çetinkaya 
İNSAN YAYINLARI









Yitik Bilgi ve Hikmet
Bayram Ali Çetinkaya





İslam Medeniyetinin Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



İrfan ve Hikmet Peygamberi 
Bayram Ali Çetinkaya
   İNSAN YAYINLARI
   



   Şems-Mevlana Dostluğu
     Bayram Ali Çetinkaya
     İNSAN YAYINLARI
      


Medine'den Medeniyete

Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI