KASIM BABA’NIN SIRLANMASI-4 Cemaatleşmek ve Hizipleşmek Hizipleşmek, bölünmek, parçalanmak Kasım Baba için büyük tehlikeleri içinde barındırmaktadır. O, siyasî ve ilmî ihtilaf ve çeşitliliği ayırt etmektedir. İlimdeki farklı bakışlar siyaset için geçerli değildir. Kasım Baba’ya göre, “ümmetimin ihtilafında rahmet vardır.” deniliyor. Öyleyse mesela siyasilerin ihtilafında da rahmet var mı? Tabii ki yok… Bütün ulemanın tartıştığı bir ilim vardır, o zaman o ilmin üzerindeki ihtilaflarda rahmet vardır. Kur’ân üzerinde, hadis üzerinde ihtilaflarda rahmet vardır. Şahsiyet, mülkiyet, siyaset üzerindeki ihtilaflarda ise cinayet vardır.”[1] Müslümanlar arasındaki iletişim zayıflığı ve kopukluğu, Kasım Baba’yı üzmektedir. İnananların yaptıkları üretim faaliyetleri ve girişimleri konusunda birbirleriyle sürekli irtibat içinde olmalarının ve haberleşmeleri Kasım Baba’nın önemsediği tavsiyeler içindedir: “Müslümanların en büyük hatası -ki dünyadaki Müslümanların hepsi bu hatayı işlemiştir- hiçbir Müslüman diğer Müslüman’la muhabereleşmiyor. ‘Sizin köyde ne var ne yok, siz de ne yetişti, elmalar nasıl, armutlar nasıl, soğanlar nasıl, patates nasıl, fasulye oldu mu? İstanbul’da ona göre adam bulayım, ona göre müşteri bulayım, sana yardımcı olayım, ben yapmayayım da sana yardımcı olayım’ demiyorlar.” Kibir, enaniyet, bölünme ve kamplaşma büyük tehlikeler barındırmaktadır. Bundan dolayı Kasım Baba tevhid üzerinden bu ittifakların sağlanmasının lüzumuna dikkat çekmektedir: “Bugün ben cemaatlere baktığımda Müslümanların genelde bu duruma düştüğünü görüyorum. Kibirlenen ve ‘ene’ diyen her cemaat parça parça bölünmüş ve gruplara ayrılmış durumda. Herkes yaptığı hizmetlerle övünmekte, kibirlenmekte; böylelikle diğer gruptakilere karşı üstünlük taslamakta… Bu ise tevhid inancına ters düşüyor ki o zaman cemaatleşmeyi yanlış anladınız demektir. Cemaatleşmek, hizipleşmek ve kamplara bölünmek değildir. Küçük cemaatlerin birleşmesi ile büyük bir ‘Ümmeti Muhammed’ cemaati olur. Bu zamanda bunun önünde engel olan bütün cemaatler tehlikededir, bilerek veya bilmeyerek… “Müslümanlar namaz kılarken hiçbir grup ya da cemaat ayırt edilmeksizin bir araya gelebiliyor, değil mi? İşte namazda niçin bir araya geldiklerinin şuuruna varmalılar. Namazdan çıkınca herkes kendi yoluna giderse bu iş olmaz. Ümmet olmanın getirdiği bağ iman bağıdır; yoksa nesep, hemşerilik, ırk, kabile, hele hele çıkar beraberliği asla olmamalıdır.” Bölünme ve hizipleşmenin rahmet getirmediğinin, bunun sonucunda İslâm tarihinde dört halifenin üçünün şehit edildiğine işaret eden Kasım Baba, Peygamber neslinin de bundan büyük şehitler verdiğini hatırlatmaktadır.[2] |
14 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |