Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan’ın Eğitim Anlayışı Hakkında Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya ile Söyleşi-7 Söyleşi: Fatma Tamer Es’ad Coşan Hocanın ilmi çalışmalara yönelik tavsiyeleri hakkında neler söylemek istersiniz? İlmi yönde teşvikleri çoktu. Her kesin kendi alanında en iyi, bir numara olması, yetkin olması, ihtisaslaşma, alanında, bir konuda uzmanlaşmasını isterdi. Her şeyi bilen insan tipinden ziyade alanında uzmanlaşmaya önem verirdi. Dünyadaki ülkeler konusunda uzmanlaşma… ‘bir ülkeyi seçin onun dilini, kültürünü bilerek…’ bir alanda uzmanlaşmaya çok önem verirdi. Ona göre Sosyolog, mühendis, eğitimci, ilahiyatçı kendi alanında bir numara olması. Hedef en iyi olma, bir konuda ihtisaslaşma, uzmanlaşma. Bir Akademisyen olarak Es’ad Coşan Hocanın akademik yönü hakkında neler söylemek istersiniz. Sadece kitaplar yazan makaleler yazan bir akademisyen değildi. Konferanslarıyla, sohbetleriyle, yazılarıyla insanların sorunlarıyla, dertleriyle ilgilenen, o sorunları gidermeye çalışan, toplumla cemiyetle iç içe olan, onların sorunlarına doğrudan eğilen, çözmeye çalışan alim, arif, akil bir kişi idi. Sürekli eleştiren bir anlayışı asla tasvip etmiyordu. Ona göre eleştiriyorsan çözümün, alternatifin nedir? sorunun cevabını tenkit eden vermelidir. Nihayetinde Es’ad hocamız iyi niyet, samimiyet, takva, ihlas, toplumun eğitimi, insanların ıslahı için gayret etti. Es’ad Coşan Hocanın aksiyonerliği hakkında neler söylemek istersiniz. Aksiyon adamıydı, fikir adamıydı, zikir adamıydı. Toplumu eğitmek için bir taraftan basın yayın, dergiler, bir taraftan radyo, bir taraftan matbuat, iletişim ve toplumun bütün katmanlarında yaşlı, genç, çocuk, kadın, erkek ayırımı yapmadan, mesleki bir taassuba girmeden, alevisi, sünnisi, ümmetin birliği, İslam ülkelerinin birliği konusunda çalıştı. İslam dergisinde uzun yıllar Türkiye’den hiç haber yoktu diğer İslam ülkelerinden haberler verirdi. Her yıl hac da orada ki âlimler, arifler, akil insanlarla görüşürdü. İstişareye çok önem verirdi. Alanında uzman olanlarla istişareyle yolunu ve çalışmalarını öyle devam ettirirdi. ‘Herşeyi ben bilirim’ demeyip, her kesimden insanla istişare ederdi ama vatan, millet, din düşmanlarıyla birlikte hareket edilmesine kesinlikle karşıydı. Devleti, milleti, toplumu bölücü davranışlara karşıydı. Mehmet Zahid Kotku’nun ‘Cemaatler cemaate değil cemiyete adam yetiştirir yani insanı yetiştirir’. Bu noktada taassup sahibi değildi. Kendi cemaatini önceleyen bir tavrı yoktu. Devleti ele geçirme, emperyalistlerle iş birliği yapanlara, bu anlayışta olanlara karşı çok ciddi mücadele etti. Bunlarla ilgili olanlara çok sık uyarılarda bulundu. Vatan, millet, din, kutsal olan konulara çok önem verirdi. Bunlara karşı olanlara çok ciddi uyarıları oldu. İstişare ve şuraya çok önem verirdi. ‘Ben yaptım oldu’ değil de ortak akılla, farklı farklı düşüncelerden yeni fikirlerin ortaya çıkacağını düşünürdü. Kendi öğrencilerine de müntesiplerine de sevenlerine de hep bu istikamette bir ideal verdi. Es’ad Hocamız cesaret timsali birisiydi. 28 Şubat’ta en net ve açık, kesin ve keskin bir dil kullandı. Demokrasiyi kaldırmak isteyen darbeciler ve onları destekleyenlerle mücadele edeceğini açıkladı, belki bu durumdan dolayı kendi ülkesinden hicret etmek zorunda kaldı ama hayatının sonuna kadar İslam için, insanlık için, ümmet için hep hizmet etti ve bundan da hiç yüksünmedi. Cesur olmayan insanlar hiçbir faaliyet eylem yapamazlar. Çok cesurdu ama temkinli idi. Yaptığı faaliyetler, eylemler, projeler belirli bir çalışmanın sonucu olarak ortaya çıktı. Planlı, programlı olduğu için sonuç alabildi. Özgür bir şekilde tebliğini devam ettirebilmek için çok sevdiği yurdundan ayrılarak, yurt dışına gitti. Bu faaliyetleri yapması daha mümkün olduğu için, yurt dışına gitmek durumunda kaldı. Yurt dışında da şüpheli bir kaza (suikast olduğunu da söylenilmektedir) sonucunda hayatını kaybetti Es’ad Coşan Hocanın sizin üzerinizde etkileri oldu mu? Bizlere yol gösterdi, yöntem gösterdi, istikamet gösterdi. Açmış olduğu Hakyol vakfının yurtlarında kaldık. Erdemli, vatanına, milletine, devletine bağlı gençler olarak yetişmemizde yol gösterdi, yöntem gösterdi. Şerif Mardin’in bile hayran kaldığını ifade ettiği İslam, İlim-Sanat dergisi yüksek seviyeli dergilerdi. Onları didik, didik okurduk. Orada yazan entelektüel kişiler bizi de besledi. Nitekim yazdığımız yazılarda ve kitaplarda bu husus çok etkili oldu. |
224 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |