Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan’ın Eğitim Anlayışı Hakkında Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya ile Söyleşi-6 Söyleşi: Fatma Tamer Es’ad Hocanın Sohbetlerinin toplumun her kesimine hitap etmesini nasıl açıklayabiliriz? Sohbetleri toplumun her kesimine hitap ediyordu. Sesli olarak bütün toplum tarafından izleniyor, takip ediliyordu. Eminönündeki seyyar satıcının radyosu açık ve onu dinliyor. Üniversite de bir hoca radyo açık ve onu dinliyor. Radyonun bu anlamda çok büyük bir işlevi oldu. Televizyon idealini gerçekleştiremedi ama bunun için teşvik ediyordu. Çok farklı toplumsal katmanlardan, eğitim seviyeleri farklı olan, üniversite hocalarından tutun, hayvanlarını otlatan çobana kadar, her seviyesindeki insana hitap ediyordu. Camilerdeki sohbetlerinde de bunu görmek mümkün. Yaşlısı, genci, çocuğu dinleyebiliyordu. Çok farklı bir yelpaze söz konusu idi. Toplumun geneline hitap edebilme, yazabilme, konuşabilme bu çok önemli kabiliyet ve yetenektir. Konuşmalarıyla da yazılarıyla da toplumun her kesimine hitap edebilmek önemli bir istisnai bir vasıf olarak Es’ad hocamızda bulunmaktaydı. Bu durumu neye bağlıyorsunuz? Toplumun içinden kopmadı. İnsanlarla sürekli fikri iletişim halinde idi. Sosyal statüsüne göre insanlara davranmazdı, ona göre değer vermezdi. Yaşlı, genç, eğitimli, eğitimsiz gibi insanları parçalayıcı bir anlayışı, yolu, metodu takip etmedi bu anlamda da başarılı oldu. Kendisinin model, öncü, rehber olması da en önemli etkendi. Anadolu’nun fetihleri savaşla olmadı. Alperenler geldiler, insanlara İslam’ı anlattılar. Uzakdoğu’ya giden müslüman tüccarlar İslam'ı onlar götürmüşler. Muson rüzgarları olmadığı için gemiler gidemediği için Japonya'ya Müslüman tüccarlar ulaşamamışlar. Japonya’da da Müslüman olma potansiyeline sahip bir toplum vardı. Dolayısıyla böyle bir anlayışla insanların içinde olmak insanlarla beraber onların sofrasında olmak, sohbet etmek, bulunmak köyde, kasabada, şehirde. Yeri geldiğinde Anadolu’nun köylerini, her yerini karış karış gezen camilerinde sohbet eden, konferans salonlarında konferans veren, halkın içine karışan biriydi ve talebelerine de bunu salık veren öncü bir liderdi. Talebelerine sürekli toplumla iç içe hayatın içinde olmalarını tavsiye ediyordu. Ankara da üniversitede odasında çıkmayan bir hoca değildi. Toplumu irşat için, insan yetiştirmek, toplumun manevi ilkelerle bezenmesi için, vatanına toplumuna bağlı bir insan ve cemiyet yetiştirmek için bağlı bulunduğu geleneği devam ettirerek mücadelesini, çalışmalarını, çabalarını sürdürdü. |
225 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |