Selam Verdiğinde Selamını Almamak -Birbirimizi Sevmenin Formülü- “Size bir selâm verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selâmla karşılık verin. Şüphesiz Allah, her şeyin hesabını gereği gibi yapandır.” (Nisâ, 86) Nitekim bugün gönül incinmelerine sebebiyet veren hususlardan birisi, selam vermemek veya verilen selamı almamaktır. Enaniyet ve kibir, bahsi geçen durumlarda öne çıkmaktadır. Hz. Peygamber’in (s) adetlerinden ve tavsiyelerinden birisi, yeni tanıştığınız birisinin adını, nereli olduğunu, anne ve babasının kim olduğunu sormamızı istemesidir. Selam bugün düşünülenden daha kapsamlı bir edep durumunu ifade eder. Öyle ki selam edebi gereği, kişi kendi evinin dışında yabancı bir eve girdiğinde selam vermeden oraya girme teşebbüsünde bulunmamalıdır. Bu hayırlı ve sonuçları itibariyle olumlu bir uygulamadır. Şüphesiz selamların en güzeli Allah’a ve Resûlü’ne verilen selamdır. Hz. Peygamber, selamın değerini anlatırken selam ile iman arasında varoluşsal bir ilişki kurar: “Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki; İman etmeden Cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmeden de iman etmiş olmazsınız. Size yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir işi göstereyim mi? Selamı aranızda yaygınlaştırınız.” (Müslim, İman: 17; Ebû Dâvûd, Edeb, 27) Konuşmaya başlamadan önce selamın verilmesi gerekir. Selam vermeden önce yemek davetinin yapılması uygun bir yaklaşım tarzı değildir. Selamda ölçü, binekte olanın yürüyene, yürüyenin oturana, az sayıda olan grubun çok sayıdaki gruba, küçüklerin büyüklere selam vermesidir. Bir yere girildiğinde, selam vermek adeta orada bulunanlara ödenmesi gereken bir borç gibidir. Ayrılırken selam vermenin bereketi, yapılacak hayırlı işlere ortak olmak kadar çoktur. Selam vermemek, cimrilikle eşdeğer kabul edilir. Onun için Peygamberimiz, selamın yayılmasını, açların duyurulması, sıla-i rahimde bulunmasını, gece herkes uykudayken namaz kılınmasını cennete açılan kapıların anahtarı olarak görmektedir. Allah katında derecesi yüksek olan kimse, muhatabından önce selam verme çabası içine girer. Müslüman kardeşine selam vermek, yanına gelince ona yer göstermek ve hoşlandığı isimle hitap etmek aradaki muhabbeti ve sevgiyi artırır. Yine tatlı dille konuşmak, selamlaşmak ve yemek ikram etmek, cennete götüren amellerdir. Tanıdığına ve tanımadığına selam vermek, erdemli bir davranış modelidir. Tanımadığına selam vermek, bazı zaman ve mekânlarda garipsenerek tuhaf bakışlara neden olmaktadır. Ancak tanımadığından başkasına selam vermemek kıyamet alameti olarak nitelendirilmektedir. |
295 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |