• Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Üyelik Girişi
Videolar

Yeni Yayımlanan Kitaplar

   

İsmail Haqqi His Life Works and Views
Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI

ibn rüşd (1. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek



ibn rüşd (2. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek




Dini ve felsefi metinler: Yirmibirinci Yüzyılda yeniden okuma, anlama ve algılama

Bayram Ali Çetinkaya(Editör)

Doğu-Batı: İki Dünyanın Buluştuğu Noktada Düşünce Günleri



İzmirli İsmail Hakkı
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



15 TEMMUZ DESTANI
İftira Etmek -Aklanmak İçin Varlığını Ortaya Koymak-
Ahirette cezası ağır olan iftira, cezası dünyada da ağır olan büyük bir günahtır. İyi ve hayırlı zan beslemek iftiradan evladır. Dört şahit getiremeyen müddeinin iddiası ise iftira kapsamına girer.
“Mümin erkekleri ve mümin kadınları işlemedikleri şeyler yüzünden incitenler, bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.” (Ahzâp, 58).
“Onlar (iftiracılar) bu iddialarına dair dört şahit getirselerdi ya! Mademki şahit getirmediler; işte onlar Allah yanında yalancıların ta kendileridir.” (Nûr, 13)
Kefareti olmayan beş günahtan birisi, iftira atmaktır. Hz. Yusuf (a.s.) ve Hz. Aişe’ye (r.a.) atılan iftiralar, insanlık tarihinde içinde çok dersler barındıran hadiselerdendir.
İftiraya uğrayan kendini aklamak için tüm varlığını ortaya koyar. Ancak iftira, öyle bir damgadır ki, ona maruz kalan günahsızın bir ömür aklanması için çaba göstermesi gerekmektedir. Hz. Peygamber, iftiranın büyüklüğü konusunda bir sınıflandırma yapar:
“(Üç şey) Yalan ve iftiranın en büyüklerindendir: Kişinin, kendi babasından başkasına nesep iddia etmesi; veya rüyasında görmediği bir şeyi kendi gözüne göstermesi (rüyasında görmediği bir şeyin kendisine rüyada gösterildiğini iddia etmesi; yahut da Rasûlullah’ın söylemediği bir şeyi ‘o söyledi’ demesi.” (Buhâri, Menâkıp, 18)
İftira uğrayanı, Hakk Teâla rahatlatır. Yapmadığı bir eylemle itham edilen kişi, bunu kendisinin aleyhinde bir durum olarak düşünmemelidir.
Ayetler, bize iftira uğrayan kimsenin, bu duruma düşmesini kendisi için bir hayır olarak görür. Ancak müfterinin yaptığının cezası ağırdır. Çünkü Allah’ın bile bağışlamadığı “kul hakkı”na girmiştir.
“O ağır iftirayı uyduranlar, sizin içinizden bir güruhtur. Bu iftirayı kendiniz için kötü bir şey sanmayın. Aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her biri için, işledikleri günahın cezası vardır. İçlerinden (elebaşılık ederek) o günahın büyüğünü üstlenen için ise ağır bir azap vardır.” (Nûr, 11).
“Mümin erkekleri ve mümin kadınları işlemedikleri şeyler yüzünden incitenler, bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.” (Ahzâb Suresi, 58)
“Bir kimse, bir müminde olmayan bir şeyi ona isnat ederse (iftira ederse), yaptığı iftiranın cezasını çekmeden Allah-ü Teâlâ onu koyduğu Cehennemden çıkarmaz.” (Ebu Davud, Akdiye, 14; İbn Mace, Eşribe, 4)
“..Kim (karalamak gayesiyle) bir müslümana bir iftira ederse Al¬lah o kimseyi bu söylediği sözler (in vebâlin)den (tamamen temize) çı¬kıncaya kadar cehennem köprüsü (sırat) üzerinde bekletir.” (Ebu Davud, Edeb, 36)
“Kim bir mümini bir münâfığa (gıybetçiye) karşı himâye ederse, Allah da onun için, Kıyamet günü, etini cehennem ateşinden koruyacak bir melek gönderir. Kim de müslümana kötülenmesini dileyerek bir iftira atarsa, Allah onu, Kıyamet günü, cehennem köprülerinden birinin üstünde, söylediğinin (günahından temizlenip) çıkıncaya kadar hapseder.” (Ebû Dâvud, Edeb 41, hadis no: 4883, 4/270)
İftira olma ihtimali olan duyumlar, ciddiye alınmamalıdır. Bu tür ithamları işitenlerin, hüsnü zan besleyerek bunun “iftira” olduğunu söylemeleri hayırlı bir davranıştır.
Kesinliği olmayan bilgileri ve dedikoduları, doğruluğunu kontrol etmeden yaymak, onu yapanlar kadar kötü bir davranıştır. Aslolan, söylenenleri yaymak değil, kötülükleri ve günahları örtmek olmalıdır. Bilinmeyen mevzuların arkasına düşmemek, bunu bir vazife (!) gibi telakki etmemek gerekir.
“Hani o iftirayı dilden dile dolaştırıyor; hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyleri ağzınıza alıp söylüyor ve bunu önemsiz bir iş sanıyordunuz. Hâlbuki bu, Allah katında büyük bir günahtır.
(Nûr, 15)
“Bu iftirayı işittiğiniz vakit, ‘Böyle sözleri ağzımıza almamız bize yaraşmaz. Seni eksikliklerden uzak tutarız Allah'ım! Bu çok büyük bir iftiradır’ deseydiniz ya!”
(Nûr, 15-16)
“Yalan söyleyenler, iftira edenler, ancak Allah’ın âyetlerine inanmayanlardır. İşte onlar, yalancıların tâ kendileridir.” (Nahl, 105)
Kefareti olmayan büyük günahlar (Allâh'a şerik koşmak, bi-gayri hakkın adam öldürmek, mümine bühtan ve iftira etmek, muharebe günü kaçmak ve yalan yere yemin ile hakkı iptal etmek) içeresinde sayılan iftira etmek, gerçekten mesuliyet ve vebali ağır, tamir edilmesi çok güç olan bir rezilettir.
  
274 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam52
Toplam Ziyaret194429
Etkinlikler
YENİ ÇIKAN ESERLER
          


                                 






                                             


                                               
                                                                                        
                                                      
                                                   
     





Yayımlanan Eserler


Sayıların Gizemi ve Tasavvufun Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
İnsan Yayınları


   İlkçağ Felsefesi Tarihi
Bayram Ali Çetinkaya 
İNSAN YAYINLARI









Yitik Bilgi ve Hikmet
Bayram Ali Çetinkaya





İslam Medeniyetinin Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



İrfan ve Hikmet Peygamberi 
Bayram Ali Çetinkaya
   İNSAN YAYINLARI
   



   Şems-Mevlana Dostluğu
     Bayram Ali Çetinkaya
     İNSAN YAYINLARI
      


Medine'den Medeniyete

Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI