• Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Üyelik Girişi
Videolar

Yeni Yayımlanan Kitaplar

   

İsmail Haqqi His Life Works and Views
Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI

ibn rüşd (1. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek



ibn rüşd (2. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek




Dini ve felsefi metinler: Yirmibirinci Yüzyılda yeniden okuma, anlama ve algılama

Bayram Ali Çetinkaya(Editör)

Doğu-Batı: İki Dünyanın Buluştuğu Noktada Düşünce Günleri



İzmirli İsmail Hakkı
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



15 TEMMUZ DESTANI
Randevusuna Gitmemek veya (Çok) Geç Gitmek/İletişim Araçlarındaki Görüşme Talebini Karşılıksız Bırakmak -“Bana Eziyet Ettin, Üç Gündür Burada Bekliyorum”-
İletişim çağının en önemli vasıtalarından birisi, kitle iletişim araçlarıyla yapılan diyalogdur. Yaşadığımız zamanların en büyük hastalıklarından bir diğeri de, arayana cevap vermemek veya geri dönmemek/aramamaktır. Bu husus, sevgi ve muhabbeti yok eden bir zehir gibi toplumumuzda yaygınlık kazanmakta; akraba, arkadaş ve dostluk ilişkilerini kökünden sarsarak onarılmaz kırgınlıklara sebebiyet vermektedir. O hale gelmektedir ki, sıradanlaştırılmaktadır.
Aynı şekilde kararlaştırılmış görüşmelere gecikerek gitmek veya hiç gitmemek de büyük bir kırgınlık sebebidir. Randevularda insanları bekletmek, arkadaşlık hakkı olduğu kadar kul hakkı kapsamına girmektedir. Böyle bir durumla karşılaşan, muhatap olduğu hali, bir başkasına yapma hakkını da kendisinde görme yanlışlığına düşebilir. Dolayısıyla bu menfi davranış daha da yaygınlık kazanma riskini taşımaktadır.
Telefon, mail ve mektuplara cevap alamamak, görüşme talebinde bulunanın zihninde “benimle görüşmek istemiyor, artık onu aramamalıyım, hatta telefon kayıtlarımdan silmeliyim” gibi evhamlara neden olabilir.
Münafıklığın tanımını Hz. Peygamber (s), yüzlerce yıl önce yapmıştır. Ümmetini de bu konuda uyarmıştır:
“Münafığın alameti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman yerine getirmez ve ona güvenildiği zaman hıyanet eder.” (Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai/Camius-Sağir, İmam Suyuti, H. No: 25)
Hatta bu hadise Müslim, şu ürkütücü ifadeleri de ilave etmektedir:
“Oruç tutup, namaz kılar ve Müslüman olduğunu iddia etse bile” (Cem’ul-Fevaid: H. N: 8099).
Böyle ağır ithamlara muhatap olmak için randevu ve görüşmelerimizde hassas davranmak bir mesuliyettir. Bu ifadelere ilave olarak münafıklığın belirtileri arasına şunlar da eklenmektedir:
“Münafıkların kendilerini ele veren alametleri vardır: Selamları lanettir, yemekleri gasp ve yağmadır, ganimetleri hile ile kazançtır. Mescitlere aralıklı yaklaşırlar. Camide kılınan namazın sonuna ancak yetişebilirler, kibirlidirler, ne sevilirler ne de severler. Gece odun gibi sessiz, gündüz gürültücüdürler.” (İmam Ahmed ve Bezzar/Cem’ul Fevaid, H. No: 8110).
Hz. Peygamber (s), randevu ve görüşme için vaatleşme konusunda çok dikkatli davranmıştır. Sıkıntılara maruz kalsa da görüşme zamanında istenilen mekânda olmuştur. Bizlere de bu mevzuda uyarılarda bulunmuştur. Abdullah b. Ebi’l-Hamsa (r.a.) anlatıyor:
“Peygamberlik gelmeden önce Resûlullâh (s) ile bir alış veriş yapmıştım. Kendisine borçlandım, biraz beklerse hemen getireceğimi va’d ederek gittim. Fakat verdiğim sözü unutmuşum. Üç gün sonra hatırlayıp konuştuğumuz yere geldiğimde, onu aynı yerde beklerken buldum. Beni görünce sadece: ‘Ey delikanlı! Bana eziyet ettin, üç gündür burada seni bekliyorum.’ buyurdu.” (Ebû Davud, Edep, 82)
Geniş gönüllü olan Hz. Peygamber’i (s) bile inciten randevuya geç gitmek, yani bir fiil olarak ahde vefa göstermemek, bugünün sabırsız ve hoşgörüsüz insanı için gönül kırıklıklarına ve öfke patlamalarına sebep olmaktadır. “Hemen geliyorum, az sonra oradayım, yoldayım, gelmek üzereyim, geldim, birkaç dakikaya kadar oradayım” gibi oyalayıcı, gerçeklikte karşılığı olmayan ifadeler; sözlerin buharlaşmasına, dolayısıyla itimat ve güvensizlik duygularını artarak ortaya çıkmasıyla neticelenmektedir.
  
280 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam38
Toplam Ziyaret194415
Etkinlikler
YENİ ÇIKAN ESERLER
          


                                 






                                             


                                               
                                                                                        
                                                      
                                                   
     





Yayımlanan Eserler


Sayıların Gizemi ve Tasavvufun Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
İnsan Yayınları


   İlkçağ Felsefesi Tarihi
Bayram Ali Çetinkaya 
İNSAN YAYINLARI









Yitik Bilgi ve Hikmet
Bayram Ali Çetinkaya





İslam Medeniyetinin Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



İrfan ve Hikmet Peygamberi 
Bayram Ali Çetinkaya
   İNSAN YAYINLARI
   



   Şems-Mevlana Dostluğu
     Bayram Ali Çetinkaya
     İNSAN YAYINLARI
      


Medine'den Medeniyete

Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI