• Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Üyelik Girişi
Videolar

Yeni Yayımlanan Kitaplar

   

İsmail Haqqi His Life Works and Views
Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI

ibn rüşd (1. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek



ibn rüşd (2. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek




Dini ve felsefi metinler: Yirmibirinci Yüzyılda yeniden okuma, anlama ve algılama

Bayram Ali Çetinkaya(Editör)

Doğu-Batı: İki Dünyanın Buluştuğu Noktada Düşünce Günleri



İzmirli İsmail Hakkı
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



15 TEMMUZ DESTANI
Kötülüğe İyilikle Karşılık Vermemek -Rövanş Almanın Hazzını Yaşamak-
Haz ve tutkularının esiri olan günümüz insanı, kendisine yönelik olumsuz bir eylem söz konusu olduğunda öfkeye kapılır. Aklın melekelerini işlevsiz bırakan öfke, bu gibi hallerde devreye girer. Kin ve intikamın verdiği vesveseyle öfkesi kabaran kişi, kötülük karşısında ondan daha büyük bir kötülük tasarlamaya başlar. En yakın zamanda fırsatını kollayarak, yapılanların rövanşını almanın dayanılmaz hazzını yaşamayı arzular. Şiddetli bir istektir bu. Ona göre, kötülüğe ancak kötülükle mukabele edilir. Aksi takdirde aptallar ve ahmaklar dünyasının bir ferdi haline dönüşeceğini vehmeder.
Ancak bilmelidir ki, “Kuvvetli kimse, (güreşte hasmını yenen) pehlivan değildir. Hakiki kuvvetli, öfkelendiği zaman nefsini yenen kimsedir.” (Buhari, Edeb 76; Müslim, Birr 107, (2760)), yani nefsine ve öfkesine mağlup olmayandır. Asıl ve asil olan; af yolunu tercih etmek, iyilik kulvarında bulunmak ve cahil güruhundan uzak durup yüz çevirmektir. Şeytanın ayartmaları karşısında Âlemlerin Rabb’ine iltica etmektir.
İşte o vakit, Allah’ın rahmetiyle yumuşak davranma vaktidir. Katılık ve kabalığın varlık bulduğu anlarda dağılma, fitne ve nifak revaç bulur. Hayırlı olan aftır, bağışlamadır. Hatta daha ilerisi, kötülük ve şer erbabına dua etmektir. Onlara dua etmek, hem kendileri içindir hem de başka insanlara da zulümlerini engellemek anlamına gelir.
Bu yolu seçenler, Rahim’in rızasını kazanırlar. Sabredenler, Rezzâk’ın rızkından harcayarak “kötülüğü iyilikle bertaraf edenler”dir. O insanlar ki, dünya yurdunda sonları güzel olan bahtiyarlardır. Yine onlar “öfkelerini yutarak” insanları affeden iyilik ve ihsan sahibi kullardır. Allah da bu hallerinden dolayı, kendisini seven o insanları sever, Rahmet’iyle kucaklar. Rahman, “genişliği gökler ve yerküre kadar olan cennetleri” onlar için hazırlamıştır.
“Taifliler, hicri dokuzuncu yıla kadar Müslümanlara o kadar ağır zaiyatler verdiler ki, mü’minler daha fazla dayanamayıp ‘Yâ Rasûlallâh! Sakîf Kabilesi’nin okları ve mızrakları bizi yaktı, perişan etti. Artık şunlara beddua etseniz!...’ diye ricada bulundular. Efendimiz: ‘-Yâ Rabbî! Sakîf Kabilesi’ne hidayet nasip eyle! Onları bize gönder!’ diye niyaz etti. Bir müddet sonra Tâif halkı, Medine-i Münevvere’ye gelerek İslâm ile şereflendi.”
Yine Hz. Peygamber’in (s) Mekke’nin kıtlık içerisinde kaldığında buğday ve zahire girişine izin vermesi, kötülüğe karşı iyilikle karşılık vermenin ender örneklerindendir. O halde, kötülüğü, en güzel olan şeylerle uzaklaştırmak insanların ve toplumların faydasınadır.
Yusuf Peygamber’in (a.s.), kendisini kuyuya atan kardeşlerini bağışlaması, insanlık tarihinin şeref listesine girecek numuneleri arasında yerine almıştır:
“Bugün sizi kınayacak, serzenişte bulunacak değilim! Ben hakkımı helal ettim, Allah da sizi affetsin. Çünkü merhamet edenlerin en merhametlisi O’dur. Şu gömleğimi alın, babamın yanına varıp onun yüzüne sürüverin; o zaman gözü açılacaktır. Sonra da bütün çoluk çocuğunuzla buyurun, yanıma gelin.’’ (Yusuf, 92-93)
Nebevî uygulamalar açıktır. Efendimiz (s), dünya ve ahiret ehlinin ahlâkının en yüce değerlerini bize bildirir: Akrabayla ilişkisini kesene, sıla-i rahim yapmak, mahrum edene vermek, zulmedeni bağışlamak.
Hz. Peygamber’in damadı ve yeğeni olan Hz. Ali’yi çok sevmesinin hikmeti kendisine sorulduğundaki tavrı ve soruları, gönül kırmanın panzehrini ortaya koymaktadır:
Hz. Muhammed’e sormuşlar:
—Ali’yi neden bu kadar çok seversin Ey Resulullah.
Peygamber Efendimiz:
-Neden çok sevdiğimi anlatayım mı?
—Anlat derler.
-Sizlere sormak isterim. Birisi size kötülük yapsa ne yaparsınız?
—İyilik yaparız efendim.
-Yine kötülük yaparsa?
—Yine iyilik yaparız.
-Yine kötülüğüne devam ederse?
—Düşünürüz efendim derler.
-Çağırın Aliyi diye buyurur. İmam Ali gelir. Peygamber Efendimiz İmam Ali’ye sorar:
-Yâ Ali. Birisi sana kötülük yaparsa sen ne yaparsın?
Hz. Ali (Ra.): “İyilik yaparım” der.
Peygamber Efendimiz 7 kez tekrar eder.
İmam Ali de 7 kez “iyilik yaparım” der.
Son defa sorunca da o iyilikler şahı, şu mükemmel cevabı verir:
Hz. Ali (Ra.): “Ya Resulullah. Kötülük yapan kötülüğünden usanmıyorsa, ben iyilik yapmaktan niye usanayım ki” der.
Peygamber Efendimiz soru soranlara döner ve “neden çok sevdiğimi anladınız mı” der.
Zulüm ve kötülük, çeşitli şekillerde olabilir. Örneğin borcunu ödeyemeyeni sıkıştırıp zulmetmek gibi… Ödeme yapamayan borçluyu bağışlayan alacak sahibi, hayır diyarının ahalisine dahil olmak gibi bahtiyarlık yaşayacaktır. Gölgesi olmayan günde Hakk’ın gölgesi altında olacaktır. O kimse feraha ve felaha erenler arasında haşrolunacaktır.
Rahmanî olan, af yolunu tutmaktır. Cahillerin vasfı olan intikamın keskinliğinden uzaklaşmak, şeytanî olan her türlü vesvesenin fısıldamasından nefsi korumaktır.
Korunak ise, Hakk’ın muhafazasını talep etmekle gerçekleşir. Mevlâ, Hz. Musa’yı (a.s.), zalim ve ilahlık iddiasında bulunan Firavun’a karşı güzellikle mukabelede bulunması konusunda uyarır:
“Af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir. Eğer şeytandan bir vesvese gelirse, hemen Allah’a sığın. Çünkü O işiten ve bilendir.”(A’raf, 199-200)
“Ona yumuşak söz söyleyin, belki öğüt dinler veya korkar.” (Taha, 44)
“Rabbinin yoluna, hikmetle, güzel öğütle çağır; onlarla en güzel şekilde tartış; doğrusu Rabbin, kendi yolundan sapanları daha iyi bilir. O, doğru yolda olanları da en iyi bilir.” (Nahl, 125)
“O vakit Allah’tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın. Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde, onları affet; bağışlanmaları için dua et…..”(Al-i İmran, 3/159)
Müslümana düşen görev, karşılaştığı olumsuzluklara kin ve öfke gibi aklî faaliyetleri durduran vasıflarla mukabelede bulunmamaktır. Kötülüğü nasıl bertaraf edebilecekse, onunla karşılık vermemelidir. Yani şerri, “en güzel olan şeyle” uzaklaştırmanın formüllerini bulmalı, adalet ve vicdan gibi iki önemli yargıcın kararlarına müracaat etmelidir. Zira nefis ve şehvetleri tanrılaştıran modern insan, kendisine karşı yapılan olumsuzlukları unutup üzerine bir sünger çekmemektedir. Bunun verdiği acıyla günü geldiğinde mutlak şekilde “hesabını soracağı”, intikam alacağı hayaliyle sabırsızlanmaktadır.
Ancak unutmaktadır ki, kendisine yapılan kötülüğün aynısını veya daha fazlasını yaptığında, karşısındaki “rezilin” seviyesine düşmektedir. Onun gibi olmanın, kendisine bir kazanç ve getirisi bulunmamaktadır.
“İyiliği, hayrı ve Hakk’ı birbirine tavsiye etmedikçe hüsran içerisinde yaşamaya devam edecektir. İki âlemi de kendisine “zehir” edecektir. Hâlbuki dünyevî ve uhrevî mutluluğun güzelliğini yaşamaktan daha “hayırlı” olan var mıdır?
  
261 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi8
Bugün Toplam49
Toplam Ziyaret194426
Etkinlikler
YENİ ÇIKAN ESERLER
          


                                 






                                             


                                               
                                                                                        
                                                      
                                                   
     





Yayımlanan Eserler


Sayıların Gizemi ve Tasavvufun Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
İnsan Yayınları


   İlkçağ Felsefesi Tarihi
Bayram Ali Çetinkaya 
İNSAN YAYINLARI









Yitik Bilgi ve Hikmet
Bayram Ali Çetinkaya





İslam Medeniyetinin Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



İrfan ve Hikmet Peygamberi 
Bayram Ali Çetinkaya
   İNSAN YAYINLARI
   



   Şems-Mevlana Dostluğu
     Bayram Ali Çetinkaya
     İNSAN YAYINLARI
      


Medine'den Medeniyete

Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI