• Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Üyelik Girişi
Videolar

Yeni Yayımlanan Kitaplar

   

İsmail Haqqi His Life Works and Views
Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI

ibn rüşd (1. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek



ibn rüşd (2. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek




Dini ve felsefi metinler: Yirmibirinci Yüzyılda yeniden okuma, anlama ve algılama

Bayram Ali Çetinkaya(Editör)

Doğu-Batı: İki Dünyanın Buluştuğu Noktada Düşünce Günleri



İzmirli İsmail Hakkı
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



15 TEMMUZ DESTANI
İyiliğe İyilikle Karşılık Vermemek -Başkasına Yaptığın İyilikle Başkasının Sana Yaptığı Kötülüğü Unutmak-
İyilik karşısında tavrımız nasıl olmalıdır? Lokman Hekim’in oğluna nasihati bizim için yol gösterici olabilir. Lokman Hekim diyor ki: “İki şeyi hiç unutmayacaksın: Allah ve ölüm. İki şeyi de hemen unutacaksın: “ Başkasına yaptığın iyilik; başkasının sana yaptığı kötülük”.
İyiliğe iyilikle mukabelede bulunmak gerekir. Ancak kendi yaptığımız iyilik için bir beklenti içerisinde bulunmamak erdemli bir davranıştır. Kendimize yapılan iyilik, bizim açımızdan bir borçlanma gibi görülmelidir. Buna mukabil, başka bir iyilikle karşılıkta bulunmak nebevî bir fazilettir. Ancak iyilik karşısında iyilikle karşılık vermemek ise, nankörlük ve bedbahtlıktır.
Peygamberimiz:
“- Her Müslümana sadaka vermek vaciptir, ” buyurdu. Oradakiler:
“- Yâ Rasûlüllah! Eğer sadaka olarak verecek bir şey bulamazsa ne yapar, söyler misiniz?” dediler.
- Çalışır, elinin emeği ile kazandığını hem kendisi harcar hem de sadaka olarak verir, ” buyurdu.
“- Çalışmaya gücü yetmezse ne yapar, ne dersiniz?” denildi.
“- Sıkıntıya düşmüş bir muhtaca yardım eder, ” buyurdu.
“- Böyle bir yardıma gücü yetmezse?” denildi.
“- İyilik ile yahut hayır ile emreder, ” buyurdu.
“- Bunu yapmaya da kudreti yetmezse?” denildi.
“- Kötülükten kendisini sakındırır, bu da onun için bir sadakadır” buyurdu (Müslim, Zekât, 55).
Allah’ın bütün yarattıklarına karşı iyilikle muamelede bulunmak esastır ve bu hal Hakk tarafından övülmüştür. Öncelikle anne-baba, aile ve yakın akrabalara, akabinde halka halka genişleyerek yakın ve uzak komşu, dost, arkadaş, ebeveynin yarenlerine karşı iyilik ve hayır içerisinde bulunmak, cennet ehlinin vasıflarındandır.
Kendimize yapılan hayır karşısında, yapılanları umursamamak ve unutmak, erdemli kimliği yitirmek, kibir bataklığında kaybolmaktır. İlâhî Rahmetin bolluğundan yararlanmanın yolu, iyilikler diyarının ahalisinden olmakla gerçekleşir/açılır.
Nitekim insanlara iyilik ve hizmet ederek onların faydaları için çaba gösterenler, Hakk’ın nezdinde akıl sahiplerinin en hayırlısı olma şerefiyle onurlanırlar. Yardımına koşulan kardeşinizin faydası için gayret gösterip onun iyiliğini gözetenler, Allah yolunun mücahitleri gibi ebedi âlemin mükâfatına nail olurlar.
Kardeşinin zor zamanlarında bir sıkıntısını giderenler, ahirette ayakların kaydığı zamanda, yere sağlam basanlar olacaktır. Ayıplar karşısında kör olanlar ve bu eksikleri kendi eksiği gibi gizleyenler, “diri olarak gömülmüş bir kız çocuğunu” kumların içerinden çıkararak nefes verip hayatla buluşturanların ecriyle karşılık bulurlar.
İnsanlara iyiliği emretmek ve tavsiye etmek, kendi üzerimizdeki sorumlulukları daha da ağırlaştırmaktadır. Zira yap(a)madığımız şeyleri, başkalarına söyleyeme hakkımız yoktur. Anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara, yakın ve uzak komşuya, yakın arkadaşlara, yolculara ve kendi aile fertlerine yapılan hayır ve hasenat, En Büyük Terbiyeci Rabb’imizin bizden bekledikleri arasındadır.
Bununla birlikte, konuşurken herkese güzel sözlerle hitap etmek ve Müslümanı bütün kötülüklerden koruyan namazı kılmak ve fakirin zengin olandaki hakkı olan zekâtı vermek, güzelliklere güzellik katan ilahî emirlerdir.
İyiliği zehirleyen en büyük rezilet, kibir ve gururdur. Ecir ve mükâfatın anahtarları, mütevazı, görünmeyen erdemli hayırlı davranışlardır. Göstere göstere, ezerek yapılan iyiliğin Allah indinde karşılığı yoktur. Gösteriş ve şöhretin çekim alanından kurtularak yapılan her türlü tasadduk, fedakârlık, sınırsız karşılıklarla buluşmaya kapı aralayacaktır.
“Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman etmedikleri halde mallarını, insanlara gösteriş yapmak için harcarlar. Şeytan kimin arkadaşı olursa, o ne kötü arkadaştır!” (Nisa, 38)
Ramazan aylarında yapılan iftar ve ziyafetlerde, “vahşi” ekonomilerin tüm inceliklerinin sonuna kadar kullanılması (israf), yapılan erdemin zarafetine gölge düşürmektedir.
Sofraların uzunlukları, katılım sayısının çokluğu gibi niceliksel reklamlar, ibadetin ve kulluğun “görünmesi” istenmeyeni fâş etmeye sebep olmaktadır. Önemli/faydalı olan; yardımın ve iyiliğin fâil ve rakamlarının yüksek olmasından ziyade, hizmetin insanlara ulaştırılmasıdır.
“Âdemoğlu öldüğü zaman, amel defteri kapanır. Üç kimse bundan müstesnadır. Devamlı sadaka (sadaka-i câriye) meydana getirenler, topluma yararlı bir ilim (eser) bırakanlar ve kendisine hayır dua eden hayırlı çocuk bırakanlar.” (Müslim, Vasıyye, 14; Ebû Davud, Vesâyâ, 14; Tirmizî, Ahkâm, 36).
Allah’ın gerçek dostları; O’na karşı hürmetsizlikten/tâzimden sakınanlardır ki, onlar aynı zaman da iyilik kapılarının bekçileridir. Darlık ve bolluğu düşünmeden kendilerinden verirler, insan için nefsin hoşuna giden öfkelerini “yutarak” insanları hiçbir şey yapmamış gibi bağışlarlar.
Yaratan da, yaptıklarından dolayı rahmet lütuflarıyla, onları bereketli güzelliklerle donatır. Onlar bunun farkına dahi varmazlar. Nihayetinde böyle bir beklentileri de yoktur. Esas olan, Hakk’ın hoşnutluğu ve memnuniyetine mazhar olmak, şereflerin en büyüğüdür.
Faydalı olmak, hayrın merkezinde iyiliklerle buluşmak, nâs içinde en değerli olmakla karşı karşıya kalmak demektir. Yardıma muhtaç olanın ihtiyacını gidermek, Allah yolunda savaşların mükâfatıyla eşdeğer bir fazilettir.
Şu halde yaptığımız iyiliğin karşılığı beklemeden ve böyle bir beklentiye girmeden hayırlar diyarının mensupları arasında bulunmak ne güzeldir.
  
268 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi5
Bugün Toplam56
Toplam Ziyaret194433
Etkinlikler
YENİ ÇIKAN ESERLER
          


                                 






                                             


                                               
                                                                                        
                                                      
                                                   
     





Yayımlanan Eserler


Sayıların Gizemi ve Tasavvufun Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
İnsan Yayınları


   İlkçağ Felsefesi Tarihi
Bayram Ali Çetinkaya 
İNSAN YAYINLARI









Yitik Bilgi ve Hikmet
Bayram Ali Çetinkaya





İslam Medeniyetinin Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



İrfan ve Hikmet Peygamberi 
Bayram Ali Çetinkaya
   İNSAN YAYINLARI
   



   Şems-Mevlana Dostluğu
     Bayram Ali Çetinkaya
     İNSAN YAYINLARI
      


Medine'den Medeniyete

Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI