Kâle Alınmamak-Yoklar Âleminin Nesnesi Halini Yaşamak- Anlaşıldığı halde, “yok hükmünde” kâle alınmamak, varoluşun yokluğa dönüştüğü bir hayal kırıklığını birlikte getirmektedir. Yaratan’ın, yaratarak en yüce bir şekilde önemsediği beşer, türdeşlerinin kayıtsızlığında yoklar âleminin nesnesi halini yaşayacaktır. Var Eden’in “en güzel şekilde” ve mâsiva üzerinde onu “halife” ilan ettiği nâs, yer kürenin öznesi ve fâili olma onurunu da hak etmektedir. Hâlık’ın, düşünen ve akleden insanı muhatap aldığını unutmamalı; dolayısıyla insan, hiçbir yaratılmışı görmezlikten gelme densizliğine düşmemelidir. Varlığını aşırı bir şekilde kutsayanlar, başkalarını sözünü etmeye değer bulmazlar. Hâlbuki başkalarını önem verdiğimiz ölçüde, bize önem ve değer verilir. Allah katında kimin daha üstün olduğunu bilemeyiz. İş ve mesleğine, fizik ve bedenine, cinsiyetine, ırkına, milliyetine, etnik kökenine, diline, rengine ve ülkesine göre insanları kategoriler halinde sınıflandırmak, insanî ve vicdanî bir tavır olamaz. Kişiye özel şeklî (doğuştan) gelen sıfatlar, üstünleştirici veya alçaltıcı değerleri ihtiva etmez. Güzellik ve erdem; cisimsel, maddî, bedenî hallerle elde edilmez. Şu halde insanlar, öncelikle insan oldukları için muhatap alınmalıdır. Kendini beğenmişliğin getirdiği bir ruh hali ile, insanlara gereken değeri vermemek, yerilmesi gereken bir özelliktir. Bu halin sahipleri, peşinen yalnızlığı ve yalnızlaşmayı isteyerek yabancılaşmanın karanlığına düşerler. Başkalarına yapmaya çalıştıkları insanî olmayan fiil ve hareketlere kendileri maruz kalırlar. |
266 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |