‘Kiriş Sağlam mı?’-3
Bayram Ali Çetinkaya Çok zor ve muhtaç bir hayatı olan Hacı İsmail, askerden sonra kendi işini kurar ve çalışmaya başlar. Ama işi gerçekten ağırdır. Zira dağdan binbir güçlükle çıkardığı ve kırdığı taşları, öküz arabalarıyla ilçeye getirir. Jandarma binasının karşısında kendi tarlası üzerinde onları koyar ve istif eder. Sonra ev yapmak isteyen müşterilerine bunları satar. Bunları yaparken, ezan okunduğunda cemaati kaçırmamak için bir koşu gider, namazının edasını müteakip çalışmaya aynı hızla devam eder. Adeta derler ya, ‘ekmeğini taştan çıkarıyor’. Taşları kırıp inşaat malzemesi olarak satan Hacı İsmail’in elleri bu işi yaparken o hale gelir ki, yakınlarının anlattığına göre, el ve parmaklarında derin çatlaklar oluşur. Nasırlaşan ellerdeki derin yaralara, Hacı İsmail, -o dönemde merhem bulunmadığı için- zift ve katranla içlerini doldurup tedavi eder. Böylece o, parmaklarının sertleşmesini engelleyerek yumuşatır. Yorgunluktan onu zorlukla taşıyan bacaklarına da zift ve katran sürüp bezlerle sarar. Bundan dolayı namazları kılırken zorlanmaz. İşte Hacı İsmail’in böyle ağır ve yorucu bir işi vardır. Ekmeğini taştan çıkaran Hacı İsmail, el, bilek gücüyle, terle helal bir şekilde hayatını kazanır, haramı evinin kapısından içeriye sokmaz. Çok sonraları devletin verdiği toprağı işleceyek, çiftçiliğe geçecek, onlara geçimini sağlayacaktır. Ağır iş temposu onu çok yorar, evine ve çocuklarına helal ve temiz lokma yedirmek için, istikametten asla ayrılmaz. Helali ve meşru olan tercih etmek, Hacı İsmail için şaşılmaması gereken bir hayat ilkesidir. Bir taraftan da Hacı İsmail, zikirlere katılır, tespihler çeker, (her gün bir günlük) kaza namazları kılar… Hayat onun için dopdolu ve zordur. Ancak Hacı İsmail, yorulsa da mutludur, inançlıdır, mütevekkildir, sabırlıdır ve şükür halindedir. Yokluk o kadar ileri boyuttaymış ki, Hacı İsmail, zaman zaman kapıyı kapatıp odasının içinde çaresizliğine sabredip ağlarmış. Çünkü o, yoklukla yaşamış bir Allah dostu idi. Sabır ve şükür, onun dayandığı ve sığındığı en önemli iki iltica kapısıdır. Bunun dışında derdini açtığı sadece bir kimse vardır ki, o da Hacı İsmail’in halasıdır. Böyle zorlu ve ağır çalışmaların olduğu bir gün rüya görür, Hacı İsmail. Sonradan ev halkına anlattığına göre, rüyasında Terzi Ahmet’i görür. Rüyada Terzi Ahmet, Hacı İsmail’i omuzlarından tutar, kaldırır, bulundukları yerdeki kirişin üzerine koyar. Terzi Ahmet, ona der ki: Üzerine hızlı bir şekilde yerleş anlamında ‘kiriş üzerinde kendini vur. Nasıl bir sıkıntı var mı? Kiriş sağlam mı?’ Hacı İsmail’den ‘kiriş sağlam’ cevabı gelir. Böylece uyanır, Hacı İsmail. İçi rahat, gönlü dingin, kalbi sevinçle atmaktadır… |
684 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |