Mahkumlara Yoğurt Gönderen Berivan Kerime Yenge-8
Bayram Ali Çetinkaya Kerime Yenge, ölmeden önce hastanedeyken yiyeni ‘Muhammed Ali beni eve götür evde öleyim’ diye istekte bulunur. Ancak yoğun bakımda iken koronodan vefat eder. Konya’da hastaneye götürüldüğünde ‘organlarının iflas ettiğini söylerler. Çoklu organ yetmezliği sebebiyle hayatını kaybeder. Herkes için bir şeyler yapıp hediye eden Kerime Yenge, Doktoru Erdal Bey’in eşi Sibel Hanım için bir şey yapmadım, diye hayıflanır. Bunun üzerine ona bir patik yapmaya başlar. Patiklerinin birisini yapar, diğerini hastalıkla birlikte bitiremez. Vefat ettiğinde şişleri başlanmış bir patiğin üzerinde durmaktadır. Hastalığında, muayene için Doktora götürüldüğünde, Dr. Erdal Bey, yakın zamanda hayata veda edeceğini hüzünlenerek ağlamaklı bir ses tonuyla oğlu Mustafa’ya gerçek durumu ifade etti. Doktor Erdal, ‘her an kaybederiz’ diyerek adeta yakın bir akrabasının son günlerini haber verir. Soğukkanlı olarak bilinen Doktorun bunu söylerken hüzünlenmesi, muhtemelen Kerime Yenge’nin tanıştığı her insana gösterdiği saygıyla birlikte kurduğu o samimiyetin göstergesiydi. Evlere nadir giden Doktor Erdal’ın fazla hareket edemeyen Kerime Yenge için yanına muayeneye gitmesi de bu hürmetin bir başka ifadesiydi. Annesini anlatırken oğlu Mustafa, ona ‘okumuş olsaydın, sen kesinlikle kendini insanlığa vakfederdin’ dediğinde güldüğünü anlatmaktadır. O, bununla birlikte adaletli ve hakkaniyetli tavrına dikkat çekmek için böyle söylediğini aktarmaktadır. Duaları iyi bilen Kerime Yenge, namazını asla terk etmez. Kalp rahatsızlığı geçirdiği zaman, seksen dört yaşına kadar oruçlarını tutar. Kerime Yenge, vefat ettiğinde kendisini tanıyanlar çok üzüldüler. Tanıdıkları, onun vefat haberini aldığında üzüntülerini gösterdiler. Yunak ilçesinin en büyük camisi olan Çarşı Camisi’nin imamı Lokman Hoca, Kerime Yenge’nın cenaze namazını kıldırır. Namazdan ve definden sonra, ‘bu mevta beni çok etkiledi, kimdir bu kadın?’ diye birkaç kişiye sorar. Onun ifadesiyle çok cenaze namazı kıldırırız, ancak nadir olsa da bazı cenazeler bizi etkiler, içimize farklı duygular doğar’. İşte Kerime Yenge’nin bir ömür (yaklaşık bir asır) insanlara hizmet eden yorgun bedeni, kendisinin veda namazını kıldıran hocayı da tesiri altında bırakır. Kerime Yenge’nin kocası Hüseyin Dayı da, ayrı bir güzel insandır. Anlatıldığı üzere, İlçenin savcısı atanır. Savcının makamına giden Hüseyin Dayı, ona hoş geldin der. İki üç hafta sonra Hüseyin Dayı vefat eder. Cami adliyenin bitişinde olduğu için savcı, ölen kimsenin kim olduğunu sorduğunda iki üç hafta önce kendisine ‘hayırlı olsuna’ gelen Hüseyin Dayı olduğunu ifade ederler. Hayatında kimsenin cenazesine gitmediğini söyleyen savcı, yeni tanıştığı Hüseyin Dayı’nın cenaze namazına katılır. |
723 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |