Mahkumlara Yoğurt Gönderen Berivan Kerime Yenge-5
Bayram Ali Çetinkaya
Doksan dört yaşında vefat eden Kerime Yenge, hayatını kaybetmeden bir yıl öncesine kadar, daha doğrusu rahatsız olmadan öncesine kadar çocukları gibi, aileden birisi gibi çok sevdiği koyunlarına bakar, onları sever ve sütlerine sağardı. Kolları çöp gibi incecik kalmasına rağmen, koyunlarını sağmak, onda bir güzellik anı, bir hobi, ruhunu okşayan bir zevk hali olarak sürekli devam etti. Kolları çok incelmiş ve cılızlaşmıştı yine de Kerime Yenge, kendisini hayata bağlayan koyunlarıyla olan bağını hiç koparmadı. Kendisine ‘yaşın ilerledi artık, koyunları sağmayı bırak’ denildiğinde, ‘koyun sağarken kendisini on beşlik genç kız gibi hissettiğini söylerdi. Vefat edince, oğlu Mustafa’nın anlattığına göre, onlara bakacak ve en önemlisi sağacak kimse olmadığı için, Kerime Yenge’nin koyunları mahzun kaldı ve onlar için satılmaktan başka çare yoktu. Koyunlarını sağarken, Kerime Yenge’nin onlara gösterdiği sevgi ve yumuşak dokunuş, bu verimli ve bereketli hayvanlarda mutlaka yakınlaşmayla karşılık buluyordu. Hayvanlarıyla ilgilenirken, yakınlarının ‘sen koyun sağarken öleceksin’ diye takılmalarına aldırmazdı. Koyun sağan köylü kızı berivan gibi, onların sağılma anlarını asla geciktirmez. Eve kim gelirse gelsin. Misafir geldiğinde ‘bana bir müsaade edin, koyunlarımı sağıp geleyim’ diyerek izin ister. Bir çırpıda gidip koyunlarını sağıp gelirdi. Anlatılanlara göre hastalanmadan önce, Kerime Yenge, doksanlı yaşlara kadar yetmiş seksen koyun sağar. Doksan dört yaşında, vefat etmeden bir yıl öncesine kadar sevgi ve aşkla yaptığı bu süt sağma işini sürdürür. Koyunlarından süt sağıp, o bereketli sütleri yoğurt, peynir ve yağ yapıp dağıtmak, infak etmek, kısacası paylaşmak onda büyük manevi bir haz meydana getirir. Elindekini, sahip olduklarını paylaştıkça sevinir, mutlu olur. Hz. Peygamber’e özgü bir hal üzere biriktirme ve toplama işine girmez. Adeta bu bereketli ürünleri (gerçek) sahiplerine ulaştırır. Onların sahibi kendisi değilmiş gibi, Hz. Peygamber’i hatırlatan nebevî bir tavırla infak eder, verir, dağıtır, paylaşır. Sağ elinin verdiğini sol elini görmez. Kocası ve çocukları bile bazen dağıttığını görmezler, hissetmezler… Kerime Anne’nin amacı, ihtiyacı olsun veya olmasın insanları sevindirmek, onların rızıklarına vesile olmak, sevgiyle sağdığı sütleri, aşkla yaptığı yün çorapları vermek. İmanla yaptığı yoğurtlar, sevgiyle ördüğü yün çoraplar, insanların yüreklerine dokunuyor. Hiçbir karşılık beklemeden, çıkar ve menfaat hesabına girmeden, Kerime Yenge bunları Allah için, Allah’ın rızası için, Allah’ın kullarına ulaştırıyordu. |
769 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |