Yüksek Teknolojiyle 'Öte'lerin keşfi Hayatı kolaylaştıran ve uygarlıkları inşa eden teknoloji, insanın var oluşunu etkileyen en önemli olgulardan birisidir. Yaşamı sürdürebilmek için güç ve bilgi gereklidir. Belki de bundan dolayı ‘bilgi güçtür’ ifadesi bir filozof sözü olarak çağlar boyunca söylenmiştir. Bununla birlikte ‘deneme, yanılma’, tecrübe etme, deney(im)leme, ‘işletme, iletme’ gibi amaçlar, teknolojinin üretilmesi ve geliştirilmesi için hayatî değerlerdir. Araçlar, gereçler, aygıtlar, otomatlar, makinalar ve daha ilerisini/ötesini üretmek, insanlık ve uygarlıklarla gelişme ve ilerleme kaydetmiştir. Tekniğin ilerlemesi için, derin tefekküre ihtiyaç vardır. Çalışılan konu üzerinde yoğunlaşıldığında, Yaratan insana yardım eder, bilmediğini de öğretir, buldurur, keşfettirip icat ettirir. İcat ve keşif için sistemli ve planlı çalışmak gerekir. Sınırlar zorlanırsa, emekler verilirse, ter döküp, uykusuz kalıp, ıstırap ve çile çekilirse, Allah’ın yardımı ve izni ile yapılması imkânsız olanlar, mümkün hale dönüşebilir. Yüksek düşünmek, en ileri teknolojiye taşıyacaktır. Önce hayal etmek gerekir. Hayaller bütün kapıların anahtarıdır. Hayal etmenin, ikinci aşaması azmetmek olmalıdır. Daha sonraki aşamada sistematik ve planlı olarak çok çalışmak gereklidir. Hedefler ve amaçlar, önceden tespit edilip, zaaflar iyice analiz edildiğinde müspet yönler öne çıkacaktır. Böylece aşılmayan engeller aşılır, yapılamayanlar yapılır, gerçekleşemeyenler gerçekleşir. Bilgenin dediği gibi, bir sopayla dünya yerinden oynatılabilir. Hayaller(in varlığı) çok değerlidir. Ancak hayal dünyasının içinde kalıp, yitip yok olmamak için hakikat dünyasına dönmek ve ilerlemek elzemdir. Bu açıdan düşünmek ve hayal etmek, yüksek teknolojinin kapısını açan iki anahtardır. Mutlak Varlık Yaratan, kâinat, tabiat, hasılı düşünen ve düşünmeyen hareket eden ve hareket etmeyen tüm varlık âlemi, yüksek teknolojiyle daha büyük bir anlam kazanır. Evrendeki mükemmellikler, yaratılıştaki ahenk ve düzen teknolojinin gelişimine daha büyük katkıda bulunur. Yerküreyi takip edip inceleyen göz ve akıl, fezanın derinliklerine, bilinmeyenlerine doğru bir arayış yolculuğuna çıkar. Keşifler ve icatlar, insan zihnini başka dünyalara/alemlere ulaştırırken, iç dünyayı ve dış dünyayı da tahlil eder ve çözümler. Doğal ve insanî olaylara hikmetli bakış, yüksek teknolojinin üretilmesi için bir vesiledir, sebeptir. Yüksek teknolojinin prototipi, öncelikle ‘küçük âlem’ insanda vardır. ‘Büyük insan’ âlem ise, üzerinde çokça düşünülecek sırları içinde taşımaktadır. Bu sırlar ki, keşfedilmeyi beklemektedir. Özgürlük ve bağımsızlık, bu keşfin süresiyle doğrudan ilgilidir. Uygarlıkların ortaya koyduğu birikim, geleceğin bilimi için çok kıymetli bir hazinedir. Toplumların, ülkelerin ve bilim dünyasının farkına varan akıl ve zekâ, gece ve gündüz çok ve sistemli çalışılarak yeni büyük teknolojiyi üretir. Sistemli düşünmek ve çalışmakla deliller, dersler ve ibretlere dönüşür. Böylece yüksek bilgi, kendi teknolojisini üretir. Yüksek tefekkürle oluşan yüksek teknoloji, tevhidin varlığını ortaya koyar. Kur’ân nida ederek, hikmetler dünyasını araştırmaya çağırmaktadır. Bilinmeyenler, gizli kalanlar, keşfedilmeyi bekleyenler, insanoğlu için bir muammadır. Akıl, kalp ve zihin dünyası istikamet üzere olanlar, faydalı olanın izini sürer. Nitekim üretilen teknik ve bilgi, var olanlar için yararlı bir iksir olmalıdır. Aksi takdirde insanın sonunu, dünyanın kıyametini hazırlar. Canlı ve cansız tüm varlık âlemi, bilgi ve aklın mahsullerini beklemektedir ve ona muhtaçtır. Bağdat, İsfahan, Taşkent, Semarkant, Buhara, Kurtuba ve İstanbul’un ürettiği bilim ve teknoloji, çağları değiştirdi. Bugünün Müslüman aklının ortaya koyacağı bilgi, dünyayı değiştirecektir. Sevgi ve merhametin neticesinde mutluluk hâsıl olur. Önyargısız çalışma, samimi ve ciddi düşünme ve gayret, yüksek teknolojinin habercisidir. Bıkma, yorulma, terk etme, umutsuz olma, tembellik, atalet ve miskinlik halleri, köleliğin işaretlerini verir. Özgürlük ve bağımsızlık önce, içte, kalpte ve zihinde olmalıdır. Bunu elde eden, yüksek teknolojinin peşinde bir arayıcı kâşif gibi koşacaktır. Zihniyet ve azim, teknolojinin ötelerini yakın edecektir. Böylece, tartışılan yapay zekâ, yazılım, bilişim teknolojileri, endüstri 4.0 gibi konular, başka yeni konuların başlangıcına dönüşecektir. Sonunda robotlar ve yapay zekâ çağında veriler, verimlilik, ‘kalite odaklı üretim’, insansız ve ‘değer’lerden uzak yapılacaktır. Makinalar çağı geride kalmıştır. Artık ‘makinaları yöneten, verileri değerlendiren ve üretim kararlarını alan robotlardır’. ‘Karanlık fabrikalar’, ‘ışıksız ve insansız üretimi’ni gerçekleştirerek insana olan bağımlılığı kendilerine çevireceklerdir. Şu halde göklerin ve yerin sır ve hazineleri, Müslüman/tevhid aklının kendisini keşfetmesini beklemektedir. Yaratan’ın lütfu, ikramı ve inayetiyle insanlığın hizmetine bahşedilen âlemler, akıl, bilgi, değer ve irfanın dengesiyle bilinmeyen, ama var olan hakikatleri keşfedecektir. Alemlerin mükemmelliğinin keşfi için, makina insan veya savaş makinası olmaya gerek yoktur. |
752 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |