Mucit Berber Ahmet Usta-2
Berber Ahmet, dükkanının duvarlarına, farklı saç modellerindeki insanların fotoğraflarını asar. Yine kolonya kokan dükkâna, sırasını bekleyen müşteriler okusun diye, her gün birkaç gazete düzenli bir şekilde gelir, Berber Ahmet’in bir de aynı ona benzeyen ikizi bulunmaktadır. Kardeşi zaman zaman ikamet ettiği Aydın Nazilli’den Yunak’a ziyarete gelir. Ancak ikiziyle benzerliğini, Berber Ahmet, bazen insanlarla şakalaşmak amacıyla kullandığı olurdu. Ahmet Usta’nın, diğer berberlerden farklı yönleri bulunmaktaydı. Saç kıran olan kimselerin, kafalarındaki o bölgeyi, jiletle çizer, hatta kanatır. Sarımsak ile tuzu karıştırarak bir terkip yapar, sonra onu bir beze sarar, kanayan yaraya sürerdi. Birkaç zaman geçince saç kıran olan yerde, tekrar yeni saçlar çıkardı. Bütün berberler gibi, Ahmet Usta da çok konuşkan bir kişiydi. Naturel ense denilen model, Berber Ahmet’in ellerinde ince bir tarakla ense çizgisi alınarak yapılırdı. İşlem tamamlandığında, tıraş olanın ensesi kalem gibi düz bir şekilde ortaya çıkardı. Müşterilerine karşı farklı davranmayı huy edinen Berber Ahmet, zenginlere karşı daha bir özen gösterirdi. Tıraş bittikten sonra, özellikle berber yüz yıkama tasıyla onların yüzlerini yıkardı. Ellerinin sürekli kolonya koktuğunu, tıraş olduğunuzda hissederdiniz. Mucitlik yönü de olan Berber Ahmet, kendi kolonyasını kendisi imal ederdi. Pazardan aldığı limonları iyice sıkardı. Daha sonra sıkılmış limon suyunu, hastaneden tedarik ettiği alkolle birleştirerek kolonyasını kendisi üretirdi. Bazı zamanlar, zengin ve hasta müşterilerine tıraşa giderdi, Berber Ahmet. Yanında mutlaka siyah deriden yapılmış fazla büyük olmayan bir berber çantası bulunurdu. Ahmet ustanın o zamanki çırağı, bugünün ustası olan Berber Mustafa, üstadından kalan büyük bir miras gibi, o çantayı bugün de muhafaza etmektedir. Bu çantanın içinde, makas, tarak, ustura, el tıraş makinası, peştamal ve havlu gibi tıraş malzemesi bulunurdu. İşte o çantayla Berber Ahmet, zenginlerin evlerine veya işyerlerine tıraşa giderdi. Ayrıca düğünleri unutmamak lazım… Orada damat adaylarının tıraşları yapılırdı. Ancak ayağa gidilerek yerinde hizmetin ücreti, iki kat fazla olurdu. Tıraşlardan sonra, berber Ahmet, önce mikropları alsın diye yüze kolonya sürer, sonra yumuşatsın diye yüzü iki eline sürdüğü kremle yavaş yavaş ovardı. En sonunda ise, yüzü kurutsun diye, pamukla batırdığı kutudan pudrayı alıp yüze boca ederdi. Berber Ahmet’in kendi yaptığı bir diğer tıraş malzemesi de, Yunak’ın bir köyü (bugün mahallesi) Kurtuşağı’nda giden yol üzerinde bulunan bir madenden alınan beyaz taşlardan yapılan pudraydı. Bu taş, yumuşak, beyaz ve hafif de yağlıydı. Berber Ahmet, o bölgeye doğru gidenlere, özellikle bu taştan getirmelerini tembih ederdi. Gelen taşlar, Berber Mustafa’nın anlattığına göre, çıraklar tarafından rendelenerek pudra haline getirilir ve kullanıma hazır olurdu. Aslın ortaya çıkan, doğal bir pudraydı. Nihayetinde Berber Ahmet, 1988 yılında altmış sekiz yaşında hayatı kaybeder. Mezarı Yunak’ta bulunmaktadır. Tabii ki onun bıraktığı berber dükkânı, çırağı Mustafa Usta tarafından bugün hizmet vermeye devam etmektedir. Bugün, Berber Mustafa’nın müşterileri, Yunak’tan ayrılsalar veya başka illere taşınsalar da, yine ilçeye geldiklerinde mutlaka ona tıraş olmadan ayrılmazlar. |
1019 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |