• Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Üyelik Girişi
Videolar

Yeni Yayımlanan Kitaplar

   

İsmail Haqqi His Life Works and Views
Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI

ibn rüşd (1. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek



ibn rüşd (2. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek




Dini ve felsefi metinler: Yirmibirinci Yüzyılda yeniden okuma, anlama ve algılama

Bayram Ali Çetinkaya(Editör)

Doğu-Batı: İki Dünyanın Buluştuğu Noktada Düşünce Günleri



İzmirli İsmail Hakkı
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



15 TEMMUZ DESTANI
Eski Zamanlarda Saç Tıraşı-1

 

       Ruh ve bedenden meydana gelen insan, dünyaya gözünü açışından ölümüne kadar gelişimini sürdürmektedir. Aklında, ruhunda, kalbinde ve gönlündeki değişimler gibi, bedeninde de birtakım değişimlere şahit olmaktadır.

Bedensel olarak insan, doğar, büyür, yaşlanır ve ölür. Bazı kimseler için, bu aşamalar azalabilir. Ancak şu bir gerçek ki, insanın bedenindeki en canlı hayat belirtisi, saç ve tırnak olsa gerektir.

Saçları uzatmak veya kısa tutmak bir tercihtir nihayetinde. Hz. Peygamber’in (s) saçlarını kulaklarının memelerine değecek kadar uzatması veya omuzlarının üstüne düşecek kadar uzatıp kesmemesi de, Müslümanlar için bir örnek teşkil etmektedir.

            Ancak bu salgın dönemlerinde saçların bakımı, kesimi ve sakalların tıraş edilmesi, işin uzmanı berberlerden bağımsız bir şekilde, onlarsız gerçekleşmektedir. Bu da tabii ki, herkesin saç kesimini, ya kendisinin yapmasını ya da aile fertlerinin yardımıyla bu işlemin sonuçlanmasını doğurmaktadır.

            Ayrıca, saç kesimi, Hac vazifesinde, ihramdan çıkışın bir işareti olarak kabul edilmektedir. Saçların bir tutam kesilmesi veya tamamen kazınmasıyla gerçekleşen bu tıraşlarla birlikte Hacda ihramlı iken yasak olan birçok eyleme ruhsat/izin verilmektedir.

            Salgından dolayı, berberlerde tıraş olamayan kimseler, aldıkları tıraş makinalarıyla uzun saçlarından kurtulmaktadırlar. İster istemez mevcut durum, bize eski zamanlardaki, çocukluğumuzdaki saç tıraşlarına götürmektedir.

            Çocukken rahmetli Dedem’in, biz torunları ile ileri yaşta olmayan çocuklarını tıraş etmesi tatlı ve acı anıları akla getirmektedir.

            Dedem’in, parmaklarla kavranabilen/uygulanabilen üç dört tane saç kesme makinası vardı. Bunlardan bir tanesini, ilk defa gittiği Hac/Hicaz’dan (Mekke-Medine) getirir. Diğerlerini de muhtemelen İstanbul’a manifatura için mal/kumaş almaya gittiğinde satın alır. Bu makinaları o dönemlerde (altmışlı-yetmişli yıllar) berberler de kullanırdı.

Dedem’in tıraş makinaları, tahta kutu içinde bulunurdu. Bu şirin muhafaza, ince ahşaptan yapılmış, iç kapağında bir ayna bulunan orta büyüklükteki bir kutuydu. Tıraş makinalarını, işleri bittikten sonra, uçlarını yağlar bırakır ve bu kutunun içinde muhafaza ederdi.

Diğer büyüklerin de kızdığı ve kabul etmediği gibi Dedem de, uzun saçı hiç sevmezdi. Torun ve çocuklarının saçlarının uzadığını gördüğünde, Dedem, onları çağırır, ‘gelin sizi tıraş edeceğim’ der, hemen makinasını getirir. Çocukları sırasıyla saçlarını diplerinden tıraş ederdi. Ama bu tıraş sıradan berberlerin saç kesmelerine hiç benzemez. Tıraşlarda, bu eyleme muhatap olan bizler, kan ter içinde kalır, gözlerimizden pıtır pıtır damların düşmesine engel olamazdık.

Tıraş olurken ve bitimine doğru artık, kan-ter içinde kalınır. Ter ve kıl birbirine karışır. Kesim esnasında, makinanın çekmesiyle saçın yolunması sonucu, acıyla birlikte sessiz bir şekilde yaşlar, gözlerden yanaklar üzerine, oradan da dizlerimizin üzerine yağmur taneleri gibi düşerdi. Saç kesimi bitince, savaştan çıkılmış gibi, ter içinde kalınır, ıstırap ve acı sona ererdi.

            Dedem, saç kesmez, adeta saçı yolardı. Sol elinin parmaklarıyla kafayı sıkı sıkı tutar, kafes gibi, mengeneye alır, elin çevirdiği yöne doğru kafayı sağa sola çevirirdi.

            Saç kesimini hızlı yapmaya çalışır, makinanın ağzını yarım yarım almaz. Dolu dolu çok kaptırır, o zaman da kesme özelliğini büyük ölçüde kaybetmiş olan makinanın kesme parçaları arasında kalan kıllar, makinanın tırnakları arasına sıkışır. Bunun zorunlu bir sonucu olarak saç kıllarının bir kısmı da, makinayla çekilerek yolunmasına neden olurdu.

            Hasılı, Dedem bizi tıraş ederken dişimizi sıkardık ki, ağlamayalım, herhalde makina kördü, iyi kesmezdi ve Dedem de iyi bir usta değildi.  Dedem yola yola keserdi saçlarımızı.

            Ancak saç tıraşı, sıradan rutin bir eylem olarak görülmemelidir. Bu tıraş bir saygı tıraşıdır. Başına buyruk olma, bildiğini okuma, diklenme, başkalarının varlığını yok sayma duygularını törpüleyen, işte bu ata tıraşıydı. Ben merkezli, çıkarcı, narsis duygular, bu tıraşla sökülür atılırdı.

Evdeki saç tıraşında, büyüklere, babaya, ataya itaat var, saygı var, hürmet var. İsyan yok, karşı gelme yok. Evin büyüğüyle acı da olsa, bir etkileşimi var. Babanın ve dedenin bir dokunuşu var. Bu dokunuş merhametsiz değil, belki sevgi göstergesi şeklinde olmuyor. Ancak bir eziyet, intikam ve acı çektirme hiç değil.

Orada ergen, ilk gençlik giriş çağlarında edebi, hayayı ve hürmeti öğrenir. Hırs ve ihtiraslarına köle olmamayı hatırlar. Gurur, kibir, riya ve korkaklık tıraşla yerle bir olur. Bu masum, ama belki biraz acı veren karşılıklı etkileşim, aradaki sevgi ve muhabbeti azaltmadığı gibi, yıllar geçse de tatlı anılar olarak defalarca anlatılan hatıralara dönüşür.

  
907 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam2
Toplam Ziyaret194527
Etkinlikler
YENİ ÇIKAN ESERLER
          


                                 






                                             


                                               
                                                                                        
                                                      
                                                   
     





Yayımlanan Eserler


Sayıların Gizemi ve Tasavvufun Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
İnsan Yayınları


   İlkçağ Felsefesi Tarihi
Bayram Ali Çetinkaya 
İNSAN YAYINLARI









Yitik Bilgi ve Hikmet
Bayram Ali Çetinkaya





İslam Medeniyetinin Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



İrfan ve Hikmet Peygamberi 
Bayram Ali Çetinkaya
   İNSAN YAYINLARI
   



   Şems-Mevlana Dostluğu
     Bayram Ali Çetinkaya
     İNSAN YAYINLARI
      


Medine'den Medeniyete

Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI