• Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Üyelik Girişi
Videolar

Yeni Yayımlanan Kitaplar

   

İsmail Haqqi His Life Works and Views
Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI

ibn rüşd (1. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek



ibn rüşd (2. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek




Dini ve felsefi metinler: Yirmibirinci Yüzyılda yeniden okuma, anlama ve algılama

Bayram Ali Çetinkaya(Editör)

Doğu-Batı: İki Dünyanın Buluştuğu Noktada Düşünce Günleri



İzmirli İsmail Hakkı
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



15 TEMMUZ DESTANI
Birlikte Yaşamanın ilkeleri: Hoşgörü ve Tahammül

11.02.2020 00:02

 

 

Hoşgörü ve tahammül, bir arada yaşamanın güvencesidir. Onun için İslâm’ın Peygamber’i (s) uyarmaktadır: “Hoş gör ki, hoş görülesin.” Kusurları örten, eksikleri kapatan insanlar, hayırlı ve sadık arkadaşlıkları meydana getirirler. Birlik toplumunun en hayırlı arkadaşları, dostlarına karşı hayırlı davrananlardır. Komşuların en hayırlısı ise, komşusuna karşı hayır ve iyilikle muamele edendir.

            Adem’in çocuklarının inşa ettiği birlik toplumu, kardeşliğin bereketini doya doya yaşar. Burada yardım etmek, önemli bir ibadettir. Onun için kardeşin zalim de olsa, mazlum da olsa yardıma koşmak, nebevî bir tavırdır. ‘Kökleri mazide’ olan bir medeniyetin inşa ettiği ümmet şuuru, insanlara nasıl davranılması gerekiyorsa, onlara öyle davranmayı öğütlemektedir.

            Bir arada yaşama kültürü, zarar ve ziyanın alenen işlenmesine müsaade etmez. İnsanlara fayda vermek, yani maslahat, tevhid toplumunu geliştiren bir ilkedir. İnsana faydalı olan, topluma da faydalı olur. Zarar veren, ziyan ve hüsranla karşılaşır. İnsanlara güçlük çıkaranı, âlemlerin Rabb’ı zorluklarla imtihan eder.

            Zalim, zulümleriyle birlik toplumunu tefrikaya ayırır. Zulme engel olmak, ümmetin sorumluluğudur. Her türlü zulme engel olmak, müdahale etmek, kınamak ve buğzetmek hakikat insanının görevidir. Hakikat insanları, birbirlerini Allah için ve O’nun rızası için severler. Bu sevgi her daim canlıdır, dinamiktir.

            Sevgi toplumu, vahdet ve tevhidi kazanmıştır. Bu toplumda hastalar yalnız değildir. Cenazeler sahipsiz kalmaz, zayıf ve mazlumların yardımcıları vardır. Onları birbirlerine bağlayan Allah’ın ipi, o kadar sağlamdır ki, selamın ilmik ilmik ördüğü bu ip, sevgi ve imanı bir araya getirmektedir.

            Sevgi ve iman, birlik toplumunu kötülük ve şerden izole eder, hayır toplumuna dönüştürür. Onun için insanlarla bir arada yaşamak hayati derecede öneme sahiptir. Ne diyor, Allah’ın Rasülü (s): “İnsanlarla bir arada yaşayan ve onların eziyetlerine sabreden mü’min, insanlarla bir arada yaşamayan ve onların eziyetlerine sabretmeyen mü’minden daha büyük ecre nail olur.” (İbn Mâce, Fiten 23; İbn Hanbel, II, 44)

            Eziyet de olsa, zulüm de olsa, bir arada yaşamak ve onlara sabretmek, erdemli mutlu toplumu inşa eder. Bu toplumda gizlilikler araştırılmaz, sırlar ifşa edilmez. İsteyen boş çevrilmez, talebi karşılanır. Davetler, geri çevrilmez, icabet edilir. İyilik yapanlar, bol ihsanlarla karşılıklarını görürler. Haset, kin, intikam ve nefret birlik toplumunda yaygınlık kazanmaz. Zira burada yaşayanlar bilirler ki, herkes birbirinin aynasıdır. O ayna ki, merhameti yansıtır. Kötülük, bu aynada yer bulamaz.

            Hayır ve iyinin hâkim olduğu birlik toplumu, bir arada yaşamanın tartışma ve düşmanlıkla gerçekleşmeyeceğini bilir. İnsanların renklerini önemsemez, ırklarına bakmaz, kırıcı ve yıkıcı fiillerde bulunmaz. Yerine getirilmeyecek sözler, bir arada yaşama kültüründe duyulmaz. Küslük ve dargınlık, barış ve refahın ışığıyla, yarasanın gündüzden kaçtığı gibi kaçar. Haset ve kin, vahdet toplumunda beslenemez. Zira herkes bilir ki, kardeşinin başına gelen olumsuz bir şey, kimseyi sevindirmez.

Hasılı, bir arada yaşamak, emek ve özen ister. Bu bir kültür ve medeniyet göstergesidir. Büyük medeniyetler, ırk, renk, din ve mezhep gibi olguları yok etmeden bir arada yaşatmayı gerçekleştirebilme kabiliyetine sahip olan uygarlıklardır.

İslâm medeniyeti, Mekke, Medine, Bağdat, Şam, Basra, Endülüs, İstanbul, Taşkent, İsfahan, Tebriz, Üsküp, Kahire, Semarkand ve Buhara gibi İslâm medinelerinde bir arada yaşama kültürünün en güzel örneklerini vermiştir. Bu kültür, şu anda da birçok İslâm şehrinde tarihî misyonun da bilincinde canlı bir şekilde devam etmektir.

Başkalaştırılan ve ötekileştirilen insanların bulunduğu yerler, acının ve ıstırabın yaygınlaştığı mekanlar olmaktan kurtulamamaktadırlar. Bir arada yaşama kültürü, özgürlük, irade ve tahammülün hayat bulduğu coğrafyalarda gerçekleşmektedir.

Özetle ülkeler, insanlığa hürriyet ve hoşgörüyü sunduğu oranda yeryüzü yaşanabilir bir dünya olacaktır.

  
374 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi7
Bugün Toplam118
Toplam Ziyaret194643
Etkinlikler
YENİ ÇIKAN ESERLER
          


                                 






                                             


                                               
                                                                                        
                                                      
                                                   
     





Yayımlanan Eserler


Sayıların Gizemi ve Tasavvufun Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
İnsan Yayınları


   İlkçağ Felsefesi Tarihi
Bayram Ali Çetinkaya 
İNSAN YAYINLARI









Yitik Bilgi ve Hikmet
Bayram Ali Çetinkaya





İslam Medeniyetinin Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



İrfan ve Hikmet Peygamberi 
Bayram Ali Çetinkaya
   İNSAN YAYINLARI
   



   Şems-Mevlana Dostluğu
     Bayram Ali Çetinkaya
     İNSAN YAYINLARI
      


Medine'den Medeniyete

Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI