• Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Üyelik Girişi
Videolar

Yeni Yayımlanan Kitaplar

   

İsmail Haqqi His Life Works and Views
Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI

ibn rüşd (1. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek



ibn rüşd (2. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek




Dini ve felsefi metinler: Yirmibirinci Yüzyılda yeniden okuma, anlama ve algılama

Bayram Ali Çetinkaya(Editör)

Doğu-Batı: İki Dünyanın Buluştuğu Noktada Düşünce Günleri



İzmirli İsmail Hakkı
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



15 TEMMUZ DESTANI
Agnostisizm Nedir? Agnostik kimdir?

22.10.2019 00:01

 

 

Agnostisizm, ateizmden farklı bir düşünce akımıdır. İman ve inkâr konusunda karar ver(e)meyen agnostisizm, Hakikî Varlık olan Allah’ın varlığının bilinemeyeceği tezini savunmaktadır. Bu akım, akıl ve bilgiyle gerçek varlığa ulaşılamayacağını iddia eder ve buna inanır. Zira zihnimizin kesin olarak bileceği konuların sınırlı olduğunu ileri sürer. Şu halde agnostisizme göre, Tanrı, ‘varlığın özü, temeli, anlamı gibi fizikötesi sorular’ ve konular bilinemezler.

Agnostizm, Yunanca ‘bilinemez manası gelen ‘agonustos’ sözcüğünden gelen bir kelimedir. Agnostisizm kelimesini ilk olarak kullanan İngiliz bilgin Huxley olmuştur.

Bu fikir sistemine göre, Sonsuz, ilk sebepler, cevher vb. metafizik gerçeklikler asla insan zihni tarafından bilinemez. O halde agnostisizm, insan aklı veya zihnini gerçek bir değer olarak kabul etmemektedir. Böylece agnostisizm, objektif bir bilginin ve fizikötesinin varlığını imkânsız olarak görmektedir. Onun ulaştığı nokta ise, metafiziğin sahasıyla sınırlandırılmış ‘şüphecilik’ olmaktadır.

Bilimci yönü öne çıkan agnostisizm, metafizik gerçeklikleri doğrudan reddetmez belki, ancak bunları tespit etmenin imkân dışı olduğunu savunarak mutlak bilginin elde edilemeyeceğini söyler. Zira bu öğretiye göre, bilgimiz problemi çözmek için yeterli değildir. Nihayetinde metafizik ve varlık felsefesinin konularını boş, değersiz ve sonuçsuz olarak gören akımlara agnostik denilmektedir.

Agnostikler nezdinde, yapılması gereken Tanrı hakkında bilim konuşamadığı müddetçe susmak gerekmektedir. Çünkü onlar, Tanrı’nın var olduğunun veya var olmadığının prensip olarak bilinemeyeceğini düşünür ve kabul ederler.

Bu öğretinin kökleri Sofistler ve Sokrat’a kadar dayanmaktadır. Ortaçağda teolojiyle bu düşünceler yer bulurken, günümüzde mantıkçı pozitivistler tarafından şiddetle savunulmaktadır. Savunulan fikirler, Batı’da, kutsal kitabı, tanrısal vahiy olarak eleştirmeden kabul etmeyi güçleştirmiştir.

Tanrı’nın akıl yoluyla bilenemeyeceğini kabul eden birtakım filozoflar, agnostiklerin düşüncelerinin insanların ihtiyacını karşılamaya yetmediğini söyleyerek onları eleştirmektedirler.

Nihayetinde agnostikler, Tanrı ile birlikte ölüm ötesi hayatla ilgili bilgiler konusunda insan zihninin kabul ve ret durumunda olmadığını söyleyerek sessiz kalmaktadırlar.

İnsan zihni veya aklı sınırlıdır. Dolayısıyla Tanrı’nın varlığı da insan aklının sınırlarını aşmaktadır. Tanrı hakkında kesin bilgi elde etmek ve varlığını kesin bir delille kanıtlamak imkân dahilinde değildir.

Agnostikler için, sadece Tanrı’nın varlığı değil, yokluğu da ispatlanamaz; zira aleyhinde de yeterli delil bulunmamaktadır. Ancak Tanrı’nın varlığının açık olarak bilineceğini, hiç olmazsa varlığının farkına varılabileceğini ifade eden çok sayıda düşünür mevcuttur. Bu düşünürlerden bazıları, Tanrı’nın ne olduğuyla ilgili kesin bir bilginin elde edilmesinin imkânsız olduğunu da savunabilmektedirler.

 

T

Tanrı’nın varlığına inanmayan Bernard Russel, çağdaş ateist filozoflardan olmakla birlikte, kendisini agnostik olarak tanımlamaktadır. Katıldığı BBC programında Bernard Russell’a şöyle bir soru yöneltilmiştir:

Eğer öldükten sonra bir öteki dünya var da bu dünyada inanmadığınız Tanrı, “Bana niçin inanmadın?” diye sorarsa ne cevap vereceksiniz? Russell’ın bu soruya verdiği karşılık şu olmuştur: “Tanrım, bana var olduğuna ilişkin niçin doğru dürüst bir delil göstermedin?” (Mehmet Aydın, Din Felsefesi, 230).

  
464 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi14
Bugün Toplam201
Toplam Ziyaret194726
Etkinlikler
YENİ ÇIKAN ESERLER
          


                                 






                                             


                                               
                                                                                        
                                                      
                                                   
     





Yayımlanan Eserler


Sayıların Gizemi ve Tasavvufun Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
İnsan Yayınları


   İlkçağ Felsefesi Tarihi
Bayram Ali Çetinkaya 
İNSAN YAYINLARI









Yitik Bilgi ve Hikmet
Bayram Ali Çetinkaya





İslam Medeniyetinin Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



İrfan ve Hikmet Peygamberi 
Bayram Ali Çetinkaya
   İNSAN YAYINLARI
   



   Şems-Mevlana Dostluğu
     Bayram Ali Çetinkaya
     İNSAN YAYINLARI
      


Medine'den Medeniyete

Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI