Vatan ve Kutsal Yolunda Çocuğunu/Yavrusunu Alıp Giden Anne ![]() Vatan ve Kutsal Yolunda Çocuğunu/Yavrusunu Alıp Giden Anne
“Yavrum yavrusunu da aldı gitti." (Şehit Annesi/Anneannesi)
Prof. Dr. Bayram Ali ÇETİNKAYA “Vatan anadır” sözü, kültür ve medeniyetimizin belleğinde yer etmiş kadim bir ifadedir. İnsanoğlu için ana, nasıl onun rahminde aylarca kaldığı bir diriliş sığınağı ise, vatan da var oluşun ve var olmanın mekânlaşmış halidir. Dolasıyla anne ve çocuk arasındaki ilişki, insan ile vatan arasındaki ilişkiye benzer. Vatansız ve yurtsuz olan, kimsesiz gibidir; yabancıdır, gariptir. Sığınacak bir “limanı” ve “melce”si yoktur. Çocuk, annesiyle hamilelikte ve doğumda aynı kaderi paylaştığı gibi, bu sevgi sıcaklığı hayat boyunca devam eder. Anne, yangın, ateş, terör ve cinayet gibi yok edici belalara karşı, tereddüt etmeden kendini yavrusu için feda eder. Onun hastalığıyla hasta, onun sevinciyle mutlu olur. Bazen de “anne yavrusunu alır gider.” Anneyle doğan çocuk hayat serüvenini de anneyle tamamlar. Zulüm ve cinayetlerin en azgın ve alçakçası, silahsız ve korumasız bir şekilde olan anne ile yavrusunu katletmektir/şehit etmektir. Gökleri ve yeri ağlatan bu acı, insanlığın bittiği, yok olduğu; canilik ve vahşiliğin başladığını gösteren sınırdır. Anne ve çocuğun dışında bir diğeri de ailenin direği babadır. Baba, cânları ve cânanlarını, din ve kutsal vatan için, Allah’a emanet bırakıp giden onurlu kahramandır. Baba ile anne arasındaki aşk ve sevgi, vatan aşkını hatırlatır. Ancak, vatan sevgisi, Allah ve Peygamber aşkından hemen sonra gelir. Zira “vatan sevgisi, imandandır.” Bilinir ki, vatan olmadan, diğer aşkların ve sevgilerin gerçekleşmesi imkân dâhilinde değildir. Vatan sevgisi, iman ve inancın somutlaşmış güzelliklerindendir. Vatanı korumak ve onun uğrunda mücadele etmek, hakikatte din ve kutsalları muhafaza için savaşmak anlamına gelir. Kutsalların ayaklar altında alındığı, “bâtıl”ın saldırıya geçtiği anda, “hakk”ın mücahitleri/savaşçıları, yaşlarına ve içinde bulunduğu şartlara bakmadan her türlü sıkıntı ve zorluğa karşı gelirler. En yakınlarını ve sevdiklerini unuturlar ve canlarını tehlikeye atacakları yolculuğa çıkarken tüm canânlarını geride bırakırlar. Bedir, Uhud, Kudüs, Endülüs, Malazgirt, Çanakkale ve Kıbrıs’ın kahramanları, çocuk yaşta din, vatan, millet, ezan ve hilal için canânlarını geride bırakarak kendilerini feda ettiler. Ebedîlik “şarabını” tattılar. Allah’ın Selamı, o cengâverlerin üzerine olsun… Şairin şu ifadeleri bunu tüm açıklığıyla ortaya koymaktadır: Hey on beşli on beşliTokat yolları taşlı On beşliler gidiyor Kızların gözü yaşlı |
1022 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |