• Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Üyelik Girişi
Videolar

Yeni Yayımlanan Kitaplar

   

İsmail Haqqi His Life Works and Views
Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI

ibn rüşd (1. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek



ibn rüşd (2. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek




Dini ve felsefi metinler: Yirmibirinci Yüzyılda yeniden okuma, anlama ve algılama

Bayram Ali Çetinkaya(Editör)

Doğu-Batı: İki Dünyanın Buluştuğu Noktada Düşünce Günleri



İzmirli İsmail Hakkı
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



15 TEMMUZ DESTANI

Anasayfa

Bu ilçenin inançlı insanları uzun bir müddet, kendi şehirlerinde bir imam hatip lisesi açılmasının özlemini yaşadılar. Yetmişli yılların terör, anarşi ve kısa iktidarlı hükümet zamanlarında dahi bu okul aşkı dinmedi. Sınırlı sayıdaki imam hatiplerin sayısının arttırılmaması için özen gösterilen yıllardı o dönemler. Şehrin muhafazakar olan ve olmayan kahir ekseriyeti bu özlemle, okulun yapımı için İstanbul gibi büyük şehirlere giderek yardımlar topladılar. Hâsılı, okul muhteşem görüntüsüyle ortaya çıktı. Ancak ne fayda! Yıllar geçti, fakat okulun açılmasına bir türlü ruhsat verilmedi. Uzun bir süre sonra da okul için yapılan bina, ilçedeki normal/düz liseye çevrildi, belki zorla belki de tabi bir sürecin sonunda. Nihayetinde Yunak İmam Hatip Lisesi, yıllar sonra yetmişli yıllarda açıldı. İlçeyi büyük bir heyecan kapladı. Solcusu, sağcısı, muhafazakarı, milliyetçisi, çocuklarını bu yeni açılan okula heyecanla kaydettirdi..
24.06.2019
Küskünlük, acıma, şefkat ve merhameti öldürür; kin ve nefreti semirtir, azdırır. Tek bir beden gibi olan mü’minler, şikâyet ve gönül yaralarıyla nefretin girdabına düşüp adalet ve hakikat terazisini yitirirler. İman ehli, birbirlerini kırıcı, ayrıştırıcı ve ötekileştirici nefret dilini kullanmaz. Nitekim inanç, nizaları ve zulmü ortadan kaldırır. Kötülüğün savulması, düşmanlığı samimi bir dostluğa dönüştürür. Onun için nebevî uygulama, “sulhu daima daha hayırlı” kabul etmektedir. Küslüğü gidermenin formülü, Allah’ın ipine sarılmak ve ondan ayrılmamaktır. Allah ve Resulüne itaat etmek, çekişme, başarısızlığa düşme ve gücün yok olmasını engeller. Modern hayat ne yazık ki, insanları meta haline dönüştürdü. Hırs ve tamah, akılları ve kalpleri ifsat etti. İş ve dünyevî kutsallar, modern hayatın ikonları oldu.
23.06.2019
Borcu olanlar, hastası olanlar, parası olmayanlar, Dedemin destek ve yardımlarını isteyenler manifatura dükkânının müdavimleri arasındaydı. Dedemin dükkânı, yerine göre sorunların çözüldüğü ve hükümlerin verildiği bir mahkeme salonu, yerine göre ailelerin temellerinin atıldığı bir evlendirme dairesi, yerine göre borcu olanlar (karz-ı hasen) veya parasını emanete bırakanlar için bir finans kurumu, yerine göre maddî ve manevî rahatsızlıkların tedavi edildiği bir hastane gibiydi. Hâsılı, orası bir okul, ocak, tekke, üniversite, şifahane idi. Dedemin veresiye almak isteyenler (ve istemeyenler) için kalın siyah kaplı bir ‘alacaklı defteri’ bulunmaktaydı. İnsanları borçlarından dolayı sıkboğaz edip sıkıştırmazdı Hacı Dedem. Ancak borcunu gücü olduğu halde ödemeyenlere çok kızardı. Ödemeyenleri belki defterden silmezdi ama, onları borçlarını ödemiş gibi zihninden silerdi, yanlış hatırlamıyorsam ‘zekat’ olarak düşünürdü.
14.06.2019
Dedem, her bir müşterisiyle, ayrı ayrı ilgilenir, onlara hürmet gösterir, satın alsın almasın onlara menfi bir söz söylemezdi. Onlarca top kumaş ve basmayı indirip beğenmeyip gidenlerin arkasından olumsuz tek bir söz söylemez, çekiştirmezdi. Bazen şaşırırdım, almayacağını bildiği veya tahmin ettiği halde, neden tezgâhın üzerine çeşit çeşit ürünleri usanmadan ve yüksünmeden indirirdi. Ancak o, müşterisine saygı duyan ve onu “veli nimeti” bilen erdemli bir esnaftı. Ancak bazen öyle durumlar olurdu ki, hiç alma isteği olmayan kimselere de mal satardı. Herhalde iyi tüccar, bu demekti. Dükkâna gelen akraba, dost, arkadaş, hısım ve köylüler, kendilerine gösterilen hürmete “Hacı Emmi” hitabıyla karşılık verirlerdi. Hatırlı dost ve tanıdıklar dükkânda sohbet için oturduklarında, biz çocuklar orada bulunuyorsak, “amcalarının elini öp” emri Hacı Ali Dedemin sıradan komutları arasındaydı. Yine anlayamazdım, benim tanımadığım ve onun da beni tanımadığını bildiğim kimselerin elini neden öpeyim?
11.06.2019
Bayram yaklaşırken beni ve küçük kardeşimi ayrı bir heyecan kaplardı. Zira Dedem, her bayram (yılda bir veya iki defa), dükkânındaki birbirinden güzel kumaşların önünde bize sorardı: “Haydi birisini beğenin de terzi size elbise diksin”. Kumaşların pahalı ve kaliteli olanlarını, ben dükkânda sık sık onunla beraber olduğum için biliyordum. Ancak güzel Dedem, ucuz ve daha az kaliteli olanları seçmemiz için en ufak bir imada bile bulunmazdı. Biz de rengini/desenini beğendiğimiz en güzel ve pahalı olan kumaşı tercih ederdik. O da hiç tereddüt etmeden siyah büyük manifatura makasıyla yılların verdiği ustalıkla kumaşı keser ve diğer pamuk, astar, tela gibi malzemeleri de yanına koyup paketlerdi. Daha sonra bizi terziye gönderirdi. Yaşadığımız bu anlarla bayramdan önce bayramı Dedemin bu cömert hediyeleriyle yaşardık.
10.06.2019
Paylaştıkça çoğalan iftar sofraları, Hz. İbrahim’in (a.s.) gönül sofralarına dönüşür. Musa’yla Tih çölünde yer sofralarını hatırlatır iftar. Nuh’un gemisindeki aşure lezzeti, iftarla tadılır. Yusuf’un hapishanesindeki sofralardır iftar. Aynı zamanda onun sarayında yenilen helal tevhid lokmalarıdır. İftar, Hıra mağarasında Hz. Peygamber’le tefekkür etmektir. Sevr’de iki aziz kişiden üçüncüsü olup onlarla ilahî sofradan lezzetlenmektir. Firavun, Nemrud ve Karun’un zengin dünyevî sofralarının doyuramadığı nefisler, iftarla lezzetlerin en büyük zevkine ulaşır. Zâlimlerin sofraları karşısında, Hz. Nebi’nin (s) mütevazı hanelerindeki basit, sade sofraların tadı, iftarların ideal ziyafet görüntüleridir.
09.06.2019
Ârifi, şen, nazik, güler yüzlü olarak tasvir eden İbn Sînâ, onu büyüklere ve küçüklere daima saygı gösteren bir kimse olarak görmektedir. Nitekim ârif, önemsiz sıradan kimselere hürmet, saygı gösterdiği gibi, asalet sahibi soylulara karşı da nezaketle davranır. Dolayısıyla herkes onun nezdinde eşittir ve eşit muamele görür. Hakk, ârifi her şeyle ferahlatır; böylece o, saadet çemberine dâhil olur. Aslında ârifin, “her şeyle ferahlaması, Hakk’ı onlarda görmesinden dolayıdır.” Ârif, sırrı ile Hakk’a yöneldiğinde, her şeyden vazgeçip Rabb ile meşgul olur. Artık onu dünyaya ait hiçbir kelam, selam, mal, mülk, zevk ve haz etkilemez. O, Allah’ın yarattıkları içinde el-Cemâl’in güzelliğiyle en sevinçli olan kimsedir.
30.05.2019
Sahur, oruca besmeledir. Söz ve vaat, sahurun vaktiyle sübut bulur. Hayâ ve vefa, ruhlar âleminde verdiği sözleri sahurda hatırlar. Bu emsalsiz vakitler, ruhaniyetin tecelli ettiği zamanlardır. Dinginliğin ve sessizliğin hüküm sürdüğü sahurlarda, dünya ve ahiret birlikte yaşanır. Hayat, varlık ve var oluş bu bereketli zamanlarda anlam kazanır. Dua ve yakarışın reddedilmediği bu anları yaşamak, ‘bir vadi dolusu altın’dan daha değerlidir. Hakk’ı zikir ve tesbih etmek, insana kulluğun kıymetini ve özgürlüğün değerini hatırlatır. Bu vakitlerde gözler daha hassas, kalpler aşkla doludur. Hâsılı, göz ağlar, kalp ağlar, akıl ağlar. Zihin ve ruh, Vareden’e ‘benzemeye’ çalışır. O’nun ahlâkıyla ahlaklanmanın manevî lezzeti, bütün bedeni sarmalar. Beden, ruhun manevî örtüsüyle sırlanır, hakikatin yollarını arar, gözler.
25.05.2019
Akıl ve naklin alanı dışında kalan hususlarda vasıtasız olarak elde edilen marifet/irfan, sufîlere göre, akıl ve nakil yoluyla elde edilen bilgiden daha değerli ve güvenilirdir. İrfan, kalp gözüyle bilmeyi ve dolayısıyla marifetullaha, yani Allah’ın bilgisine ulaşmayı amaçlar. Sufiler, irfan ve marifeti birbiri yerine kullanmıştır. Marifeti “Hakk’ın bilinemeyeceğini bilmek” olarak düşünmüşlerdir. “Nefsini/kendini bilen kul, Rabb’ini bilir” nebevî ifadesi, irfan geleneğinin önemli ilkelerinden birisi olarak kabul edilmektedir. Nitekim Gazâlî de irfan için: “Allah’ın kulunun kalbine attığı bir nurla kulun daha önce isimlerini bildiği şeyleri açık seçik görmesidir” şeklinde bir tarifte bulunmuştur.
22.05.2019
Sakarya Büyükşehir Belediyesi Ramazan Kültür Sanat Etkinlikleri Tarihi Alicanlar Konağı’nda gerçekleştirilecek Ramazan Sohbetleri'nde 23 Mayıs Perşembe günü 22.30'da Prof.. Dr. Bayram Ali Çetinkaya’nın katılımıyla ‘Hz. Peygamberin İnsan Sevgisi ’ konuşulacak.
20.05.2019
... 31 ...
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam106
Toplam Ziyaret207183
Etkinlikler
YENİ ÇIKAN ESERLER





          


                                 






                                             


                                               
                                                                                        
                                                      
                                                   
     





Yayımlanan Eserler


Sayıların Gizemi ve Tasavvufun Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
İnsan Yayınları


   İlkçağ Felsefesi Tarihi
Bayram Ali Çetinkaya 
İNSAN YAYINLARI









Yitik Bilgi ve Hikmet
Bayram Ali Çetinkaya





İslam Medeniyetinin Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



İrfan ve Hikmet Peygamberi 
Bayram Ali Çetinkaya
   İNSAN YAYINLARI
   



   Şems-Mevlana Dostluğu
     Bayram Ali Çetinkaya
     İNSAN YAYINLARI
      


Medine'den Medeniyete

Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI