• Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Üyelik Girişi
Videolar

Yeni Yayımlanan Kitaplar

   

İsmail Haqqi His Life Works and Views
Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI

ibn rüşd (1. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek



ibn rüşd (2. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek




Dini ve felsefi metinler: Yirmibirinci Yüzyılda yeniden okuma, anlama ve algılama

Bayram Ali Çetinkaya(Editör)

Doğu-Batı: İki Dünyanın Buluştuğu Noktada Düşünce Günleri



İzmirli İsmail Hakkı
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



15 TEMMUZ DESTANI

Anasayfa

Güzel ahlâk, Kotku nezdinde, yetmiş kadar erdeminin ortaya çıkmasını sağlar. Bu erdemler, nihayetinde Allah’a ulaştıran ve O’nu bilmeye yarayan ilme ulaştıracaktır. Allah’ı bilebilmek için öncelikle insanın kendisini bilmesi gereklidir. Kendi zaaflarını ve eksikliklerini gören ve bunun farkına varan insan, nasıl ve niçin yaratıldığını hatırlayacak ve âdemoğlu’nun topraktan başlayarak var kılınma sebebinin inceliklerinin farkına varacaktır.
09.01.2023
Mehmed Zâhid Efendi’nin ahlâkla ilgili çalışmaları, tüm külliyatı içinde önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle Tasavvufî Ahlâk adlı eseri, bu açıdan öne çıkmaktadır. Beş cilt olarak kaleme alınan bu eser, Kotku’nun ahlâk ve erdemleri konu edinmesi yönüyle öne çıkan bu eseri, ele aldığı konu ve meseleleri öz bir biçimde tespit ederek hayatın içinden çözümler sunan bir çalışmadır.
08.01.2023
Çıkarların mekân bulduğu dünya hayatını, “ahiretin tarlası” olarak düşünmek ve gereğinden fazla yüceltememek gerekmektedir. Dünyayı tercih edenin, ahirette kısmeti ve nasibi bulunmamaktadır. Rahman’dan dünyada güzellik ve ahirette güzellik talep edilip öte dünyanın ateşinden sakınmak gerekir. “İnsanlara kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan şeyler çok süslü gösterilmiştir. Hâlbuki bunlar dünya hayatının geçici faydalarını sağlayan şeylerdir. Oysa varılacak yerin (ebedî hayatın) bütün güzellikleri Allah katındadır.” (Âl-i İmran, 14) Allah'ın izni olmadıkça hiçbir kimseye ölmek yoktur. (Ölüm) belirli bir süreye göre yazılmıştır. Kim dünya menfaatini dilerse, kendisine ondan veririz. Kim de ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. Biz şükredenleri mükâfatlandıracağız.” (Âl-i İmran, 145)
31.10.2022
Davranışlarımızı belirleyen şayet haz ve hevalar olsaydı, gökler ve yer arasında bulunan varlık âlemi fesâda uğrar, karmaşa ve kaosun tüm halleri yaşanırdı. Haddi aşanların sapkın tavırları, geçmişte olduğu gibi, insanların yoldan çıkaran heva ve heveslerinden beslenirler. Nefsin arzuları, o kadar ürkütücüdür ki, zulmün her türünü yaşatabilir, adaletin dengeli terazisi, tüm ihtirasların üzerinde hikmetli duruşunu sergiler. “De ki: Allah’ın dışında taptığınız şeylere tapmak bana yasak edildi. De ki: Ben sizin hevâlarınıza uymam, aksi hâlde sapıtırım da hidayete erenlerden olamam.” (En’âm, 56)
30.10.2022
Cömertlik, sadece para ve madde ile gerçekleşen bir erdem değildir. İnsanın, kendi sırasını ve hakkını başkasına tercih etmesi de bu anlamda bir cömertliktir. Trafikte yol verme konusunda katı davranmak, bir cimrilik göstergesidir. Ancak gerek yaya olarak bulunanlara, gerekse başkalarının haklarına sonuna kadar saygı göstermek, bir cömertlik göstergesidir. Bu cömertlik, insanın vaktinden yaptığı infaktır, fedakârlıktır. Fırsatçılık yaparak, hak etmediği halde yolculukta bencilliğin esaretine girenler, “verebilme, başkasını tercih etme” erdeminden nasipsiz olanlardır. Cimri, sadece başkalarına vermeyen değildir. Aynı zamanda kendisi için de harcamayandır. Daha da ötesi cimri, başkalarına da bu özelliğini emir ve tavsiye ederek zorlar. Hakikatte vermek, daha çok vermek ve herkese vermek gerekir. Karşılık beklemeden, her kazanılanda muhtacın hakkı olduğu bilinciyle infak etmek asıldır.
28.10.2022
Konuşmaya başlamadan önce selamın verilmesi gerekir. Selam vermeden önce yemek davetinin yapılması uygun bir yaklaşım tarzı değildir. Selamda ölçü, binekte olanın yürüyene, yürüyenin oturana, az sayıda olan grubun çok sayıdaki gruba, küçüklerin büyüklere selam vermesidir. Bir yere girildiğinde, selam vermek adeta orada bulunanlara ödenmesi gereken bir borç gibidir. Ayrılırken selam vermenin bereketi, yapılacak hayırlı işlere ortak olmak kadar çoktur. Selam vermemek, cimrilikle eşdeğer kabul edilir. Onun için Peygamberimiz, selamın yayılmasını, açların duyurulması, sıla-i rahimde bulunmasını, gece herkes uykudayken namaz kılınmasını cennete açılan kapıların anahtarı olarak görmektedir. Allah katında derecesi yüksek olan kimse, muhatabından önce selam verme çabası içine girer. Müslüman kardeşine selam vermek, yanına gelince ona yer göstermek ve hoşlandığı isimle hitap etmek aradaki muhabbeti ve sevgiyi artırır.
27.10.2022
Davete icabet etmek, İslâm’ın emirlerinden biridir. Ziyafete çağrıldığında ona katılmak gerekir. Bu yemek, bir düğün yemeği veya başka bir ziyafet olabilir. Yemeği mutlaka yemek zorunda değildir. Dilerse yer, dilerse de yemez. Ancak davete icabet etmiş olur. Hak ve hukuku yerine getirerek mesuliyetten kurtulur. Davete icabet etmemek, Allah ve Resul’ünün emirlerine aykırı bir davranışı gösterir. Diğer taraftan çağrılmayan bir davete veya ziyafete katılmak da “hırsız olarak girmiş ve çapulcu olarak çıkmış” bir izlenim doğurur.
25.10.2022
Artık bir çok cenaze merasiminde, yani insanlara yapılacak son görevlerde bile, kırgınlık ve küslükler öne çıkmakta, inatlaşmalar sonucunda birbirleriyle irtibatı kesen akraba ve dostlar, cenaze törenlerinde dahi bir araya gelememektedir. Son ayrılışta dahi cenazeye katılma konusunda hiçbir gayret sarf etmemek insanlarımızın sekülerleşme/dünyevileşme cenderesine kısıldığını göstermektedir. Cenaze namazının kılınışından toprağa verilmesine kadar cenaze ortamında bulunmanın ecri yüksektir. Mevtaya yapılan son görevde bulunmanın mükâfatını, Hz. Peygamber (s) şöyle bildirmektedir: “Kim, sevabına inanarak, karşılığını sadece Allah’tan bekleyerek bir Müslüman cenazesi ile birlikte gider ve namazı kılınıp gömülünceye kadar beklerse, her biri Uhud dağı kadar olan iki kîrât sevapla döner. Kim de cenaze namazını kılar, defnolunmadan önce ayrılırsa bir kîrât sevapla döner. ” (Buhârî, İmân 35, (I,17); Müslim, Cenâiz 56, (I,653-654)
24.10.2022
Gönül kırmak veya yıkmak kolaydır, önemli olan gönülleri inşa ederek yeni nesillerin hakikat âleminin nefesinden beslenmelerine fırsat vermektir. Mümin, kardeşinin imarında bir bütünün diğer yarısıdır. Dolayısıyla Müslüman, kardeşinin kalp incinmesine sebep olacak, tüm hallerin giderilmesi için, her türlü çabayı sarf etmelidir. “Yanında ok varken mescitlerimize veya çarşı-pazarımıza uğrayan kimse, Müslümanlardan herhangi birine onlardan bir zarar gelmemesi için, okunun ucunun demirlerini eliyle tutsun.” (Buhârî, Salât 66, Fiten 7; Müslim, Birr 120-124) Müminler, birbiriyle öyle kenetlenmiştir ki, bırakın onun gönlünü kırmayı, onu incitme ihtimali olan tüm hallerden bütünüyle uzak durulmalıdır. Bir organın hastalığı ve acısı, diğer organlara ve nihayetinde tüm vücuda ıstırap verir. Birbirimize merhamet ve hürmet etmeliyiz ki, Yaratan da bizlerden rahmetini esirgemesin.
18.10.2022
İslâm kültüründe, mümin Yaratan’ın emir ve yasaklarına muhataptır. “Bedenim bana aittir, istediğimi yaparım.” anlayışı, fıtrî/tabiî bir yaklaşım değildir. İnsan gibi, insanın bedeni de kutsaldır, mukaddestir. Yaratan’ın yarattığı için insan değerlidir, saygıya layıktır. Bu sebeple Mevlâ, meleklere, Âdem için “itaat secdesi”ni emretmiştir. Şu halde insan, uzuvlarını dahi dilediği gibi kullanamaz, keyfi tasarrufta bulunamaz, hâsılı zarar veremez. Bedeni üzerinde insanın sonsuz bir özgürlüğü yoktur. Organ(ları)ına zarar veremez, onları bir başkasına satamaz, kişinin bir başkasının da bedeni üzerinde böyle bir tasarrufta bulunma hakkı ve özgürlüğü bulunmamaktadır. Çünkü bedenin de, sahibi üzerinde hakları bulunmaktadır. Dolayısıyla insan, içki, uyuşturucu, zararlı ilaçlar, içecekler ve gıdalar alamaz ve kullanamaz. Kumar gibi kendisini ve ailesinin akıl, ruh ve beden sağlığını etkileyecek alışkanlıklar edinemez.
17.10.2022
 4  ...
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam78
Toplam Ziyaret194455
Etkinlikler
YENİ ÇIKAN ESERLER
          


                                 






                                             


                                               
                                                                                        
                                                      
                                                   
     





Yayımlanan Eserler


Sayıların Gizemi ve Tasavvufun Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
İnsan Yayınları


   İlkçağ Felsefesi Tarihi
Bayram Ali Çetinkaya 
İNSAN YAYINLARI









Yitik Bilgi ve Hikmet
Bayram Ali Çetinkaya





İslam Medeniyetinin Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



İrfan ve Hikmet Peygamberi 
Bayram Ali Çetinkaya
   İNSAN YAYINLARI
   



   Şems-Mevlana Dostluğu
     Bayram Ali Çetinkaya
     İNSAN YAYINLARI
      


Medine'den Medeniyete

Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI