Bayram yaklaşırken beni ve küçük kardeşimi ayrı bir heyecan kaplardı. Zira Dedem, her bayram (yılda bir veya iki defa), dükkânındaki birbirinden güzel kumaşların önünde bize sorardı: “Haydi birisini beğenin de terzi size elbise diksin”. Kumaşların pahalı ve kaliteli olanlarını, ben dükkânda sık sık onunla beraber olduğum için biliyordum. Ancak güzel Dedem, ucuz ve daha az kaliteli olanları seçmemiz için en ufak bir imada bile bulunmazdı. Biz de rengini/desenini beğendiğimiz en güzel ve pahalı olan kumaşı tercih ederdik. O da hiç tereddüt etmeden siyah büyük manifatura makasıyla yılların verdiği ustalıkla kumaşı keser ve diğer pamuk, astar, tela gibi malzemeleri de yanına koyup paketlerdi. Daha sonra bizi terziye gönderirdi. Yaşadığımız bu anlarla bayramdan önce bayramı Dedemin bu cömert hediyeleriyle yaşardık. |
10.06.2019 |
Paylaştıkça çoğalan iftar sofraları, Hz. İbrahim’in (a.s.) gönül sofralarına dönüşür. Musa’yla Tih çölünde yer sofralarını hatırlatır iftar. Nuh’un gemisindeki aşure lezzeti, iftarla tadılır. Yusuf’un hapishanesindeki sofralardır iftar. Aynı zamanda onun sarayında yenilen helal tevhid lokmalarıdır.
İftar, Hıra mağarasında Hz. Peygamber’le tefekkür etmektir. Sevr’de iki aziz kişiden üçüncüsü olup onlarla ilahî sofradan lezzetlenmektir.
Firavun, Nemrud ve Karun’un zengin dünyevî sofralarının doyuramadığı nefisler, iftarla lezzetlerin en büyük zevkine ulaşır. Zâlimlerin sofraları karşısında, Hz. Nebi’nin (s) mütevazı hanelerindeki basit, sade sofraların tadı, iftarların ideal ziyafet görüntüleridir. |
09.06.2019 |
Ârifi, şen, nazik, güler yüzlü olarak tasvir eden İbn Sînâ, onu büyüklere ve küçüklere daima saygı gösteren bir kimse olarak görmektedir. Nitekim ârif, önemsiz sıradan kimselere hürmet, saygı gösterdiği gibi, asalet sahibi soylulara karşı da nezaketle davranır. Dolayısıyla herkes onun nezdinde eşittir ve eşit muamele görür.
Hakk, ârifi her şeyle ferahlatır; böylece o, saadet çemberine dâhil olur. Aslında ârifin, “her şeyle ferahlaması, Hakk’ı onlarda görmesinden dolayıdır.”
Ârif, sırrı ile Hakk’a yöneldiğinde, her şeyden vazgeçip Rabb ile meşgul olur. Artık onu dünyaya ait hiçbir kelam, selam, mal, mülk, zevk ve haz etkilemez. O, Allah’ın yarattıkları içinde el-Cemâl’in güzelliğiyle en sevinçli olan kimsedir. |
30.05.2019 |
Sahur, oruca besmeledir. Söz ve vaat, sahurun vaktiyle sübut bulur. Hayâ ve vefa, ruhlar âleminde verdiği sözleri sahurda hatırlar. Bu emsalsiz vakitler, ruhaniyetin tecelli ettiği zamanlardır.
Dinginliğin ve sessizliğin hüküm sürdüğü sahurlarda, dünya ve ahiret birlikte yaşanır. Hayat, varlık ve var oluş bu bereketli zamanlarda anlam kazanır. Dua ve yakarışın reddedilmediği bu anları yaşamak, ‘bir vadi dolusu altın’dan daha değerlidir.
Hakk’ı zikir ve tesbih etmek, insana kulluğun kıymetini ve özgürlüğün değerini hatırlatır. Bu vakitlerde gözler daha hassas, kalpler aşkla doludur. Hâsılı, göz ağlar, kalp ağlar, akıl ağlar. Zihin ve ruh, Vareden’e ‘benzemeye’ çalışır. O’nun ahlâkıyla ahlaklanmanın manevî lezzeti, bütün bedeni sarmalar. Beden, ruhun manevî örtüsüyle sırlanır, hakikatin yollarını arar, gözler. |
25.05.2019 |
Akıl ve naklin alanı dışında kalan hususlarda vasıtasız olarak elde edilen marifet/irfan, sufîlere göre, akıl ve nakil yoluyla elde edilen bilgiden daha değerli ve güvenilirdir.
İrfan, kalp gözüyle bilmeyi ve dolayısıyla marifetullaha, yani Allah’ın bilgisine ulaşmayı amaçlar.
Sufiler, irfan ve marifeti birbiri yerine kullanmıştır. Marifeti “Hakk’ın bilinemeyeceğini bilmek” olarak düşünmüşlerdir.
“Nefsini/kendini bilen kul, Rabb’ini bilir” nebevî ifadesi, irfan geleneğinin önemli ilkelerinden birisi olarak kabul edilmektedir. Nitekim Gazâlî de irfan için: “Allah’ın kulunun kalbine attığı bir nurla kulun daha önce isimlerini bildiği şeyleri açık seçik görmesidir” şeklinde bir tarifte bulunmuştur. |
22.05.2019 |
20.05.2019 |
Oruç, yakarıştır, yalvarmaktır, yakınlaşmaktır. Hâsılı, insan için bir kefarettir. Oruçla ruh temizlenirken, beden geçici olarak kurban edilir. Böylece ruhun yeniden dirilişi gerçekleşir.
Oruç, bir anlamda kölelikten kurtulmak, ruhu özgürleştirmek, yani azâd etmektir. Dünyevî putlar, oruçla berhava olur, her şey hakikat âlemi için uğraş verir. Beden ve onun organları, Rahman için aç kalır, hüzünlenir; ruh ise, beslenir, canlanır ve aşk halini yaşar.
Vücut, oruçla diyet öder. Bu diyet en iyinin ve hayrın varlık kazanması için ilahî bir lütuftur. Hakk için fedakârlıkta bulunmak, vermek; meşru olmayanı reddetmek oruçla varlık bulur.
Yoksul, fakir, garip, aç, sefil, oruçla dirilir, canlanır. İnsan olmanın şerefini yaşar. Oruç tutan, kendisi gibi olmayanları kendinden kabul eder. Oruç, kendinden vermektir; ancak kendin için değil, Allah için vermektir; Allah’ın verdiğini başkasıyla paylaşmaktadır.. |
17.05.2019 |
Dünya hayatında zühd ‘kalp ve bedeni rahatlatır, mala ve servete düşkünlük ise gam ve kederi çoğaltır’. Kişilerin zenginliği ve bulunduğu mevkilerden ziyade, karakter ve erdem bakımından yüksek bir mertebede olmaları övülmeye layıktır.
Elde edemediğimiz ve sahip olmadığımıza karşı büyük özlemler duymamak, var olanları kaybettiğimize üzülmemek, Allah’ın bahşettiği dünyevî lütuflarla şımarmamak zâhidliğin vasıflarındandır. Zühdün en önemli özelliği kanaat ve tevekküldür. Haklı haksız demeyip sürekli güç ve kudretin yanında olmak, Hakk’a ve tevhide uzak durmak, zarara uğrayanların fiillerindendir. Dünyadaki bir yolcunun taşıyacağı azık kadarıyla yetinmek, bunun daha fazlasını infak etmek nebevî zenginliğin göstergesidir. |
16.05.2019 |
14.05.2019 |
Ramazan ise, varoluş ayıdır. Varoluş ve diriliş ayı ramazan, tezekkür zamanıdır. Arınma, temizlenme ve pişme şehr-i Ramazanda gerçekleşir. Kulluk ve ibadet, Ramazanın muhafızlarıdır. Kelam-ı Kadîm’in indiği şehr-i Ramazan, içinde ‘bin aydan daha hayırlı’ Kadir Gecesi’ne ev sahipliği yapar.
Ramazan ayının vezirleri, haram aylardır. Zilhicce, Zilkade, Muharrem ve aynı zamanda baş vezirlerden biri Recep, barış vakitlerinin insanlığa huzur taşıdığı aylardır. Bu aylarda; sulh, salah ve selamet, kan dökülmesi İlahî emirle yasaklanmıştır. Hak ve bâtıl, hidayet ve dalalet şehr-i Ramazanda ayrılır ve ayrışır.
Ramazanın tacı, oruçtur. Kalbin ve gönlün doyması, beden ve cismin hazdan mahrum kalmasıdır. Nefsi terbiye eden oruç, aynı zamanda ruhu da bedenden tahliye eder. |
11.05.2019 |
1 ... 26 27 28 29 30 31 32 33 34 ... 48 |