• Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
    • Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Üyelik Girişi
Videolar

Yeni Yayımlanan Kitaplar

   

İsmail Haqqi His Life Works and Views
Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI

ibn rüşd (1. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek



ibn rüşd (2. cilt) (uluslararası ibn rüşd sempozyumu bildirileri) doğu-batı ilişkisinin entelektüel boyutu ibn rüşd'ü yeniden düşünmek




Dini ve felsefi metinler: Yirmibirinci Yüzyılda yeniden okuma, anlama ve algılama

Bayram Ali Çetinkaya(Editör)

Doğu-Batı: İki Dünyanın Buluştuğu Noktada Düşünce Günleri



İzmirli İsmail Hakkı
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



15 TEMMUZ DESTANI

Anasayfa

‘Düşünceleri dağılmış, karışmış, ne yapacağını bilemez duruma gelmiş’ olan şaşkın, olayları soğukkanlı ve ferasetle değerlendiremez. O anlık tepki verir, verdiği karşılığın farkında değildir. Sistematik düşünemeyen şaşkın, fikirlerin karışıklığı içinde rotası ve istikameti kaybeder. Basiretle hareket edemeyerek, yönünü tayin edemez. Onun, vahyin kılavuzluğu eşliğinde akıl limanına ulaşmaktan başka çaresi yoktur. Akıl ve vahyin mihmandarlığına giren şaşkın, öncelikle sükûnet ve dinginliği elde eder. Sonraki aşamada sabır, metanet, ferasetle, hedef ve amaçlarını belirler. Olayların sebep ve sonuçları arasında bağlantı kurarak, gelişebilecek hadise ve imkanlar konusunda öngörülerde bulunur. Nihayetinde muhtemel tahminleri, şaşkını, hakikat ve varlığın iç yüzünü keşfetmeye götürecektir. Orada hidayetin nuru ve bereketiyle bir iç aydınlanma yaşaması imkân dahilindedir.
21.08.2019
Aklı karışan, zihni bulanan ne yapacağını bilmeyen şaşkınlar için bocalama süreci kaçınılmazdır. O aşamada, tıpkı öfke anındaki gibi akıl devre dışı kalır, düşünme ve idrak melekeleri kapanır. Duyguların beslediği şekk, şüphe ve zan devreye girer. Bu aşamada yapılması gereken ise, o işi yapacağını düşünerek üstesinden gelmek, olayı kavramaya ve anlamaya çalışmaktır. Kıt anlayış ve sınırlı idrak sahibi, zihni harekete geçir(e)mez. Keşfetmek ve fikretmek, onun gündeminde yoktur. O, tasarlanmamış ve planlanmamış bir şekilde, her şeyi birdenbire yapmaya kalkar; aklına geleni ifşa eder, düşünmeden konuşur ve ağzına geleni söyler. Ancak sonuçlarını hesap etmeden, neler getireceğini düşünmeden istemek, arzulamak ve karar vermek, insanı yanlışlar yapmaya sürükler. Ve nihayetinde zararlar vermesine sebep olur.
16.08.2019
Anadolu’da bir söz vardır: ‘Sana kurban ol(im)ayım’. Sözün sahibi, muhatabına en kıymetli varlığı olan canını ve hayatını vermekten kaçınmayacağını ifade etmektedir. Bir başka ifade de ‘seni Yaratan’a kurban olayım’ ifadesi ise, Hâlık için her şeyini feda etmeyi anlatmaktadır. Hz. Adem’in oğullarının kurbanlarını Allah’a adaması, Hâbil’in adağının kabul edilmesi, onun kardeşi Kâbil tarafından katledilmesiyle sonuçlanmıştır. Adem’in soyundan gelen Hz. İbrahim’in oğlu İsmail’i, duasının kabul edilmesi sonucunda kurban etmeye söz vermesi ve bunu gerçekleştirmeye çalışması, belki de insanoğlunu büyük bir sorumluluktan kurtarmıştır.
14.08.2019
Rehberliğinin yanında akıl, insana özgü bir bilme ve bilgi edinme vasıtasıdır. Bilmenin her türlü faaliyeti için akıl, irade edildiğinde kullanılan yalnızca insana bahşedilen bir hazinedir. Onunla varlığın hakikati kavranılır; merak, kaygı, şüphe giderilir ve müspet eleştiriye kapı açılır. İnsanı diğer canlılardan farklı kılan akıl, bu ayrıcalıklı yönüyle aynı zamanda kişiye sorumluluğu yükler. Sorumluluk; temyiz, düşünme, anlama ve algıma güçleriyle zemin kazanır. Böylece akıl, bilgiyi elde etmeye/kabul etmeye hazır olan güç konumuna geçer. Bilgiyi üretmenin en önemli aracı olarak akıldan daha değerli bir şey yaratılmamıştır. En güzel şekilde yaratılan insanoğluna, mükemmellik akılla takdim edilmiştir. Bu aklî kemalât, kullara dosdoğru yolu gösterir ve aşırılıklardan onu koruyarak fazilet mertebesine yükseltir. Akıl bu açıdan beşeri, imanî olgunluğa taşır; dininde de istikamet üzere bir dereceyle mükafatlandırır.
09.08.2019
Arınmış kalp bize istikameti gösterir. Dosdoğru yoldan ayrılmayan kalp, Hakk’ı ve hakikati kendisine rehber edinmektedir. Zira değişmeye ve bozulmaya muhatap olan kalp, Allah’ın Resulü’nün (s) benzettiği gibi, “çöldeki bir tüy gibidir. Rüzgâr onun içini dışına, dışını da içine çevirir durur.” Değişen katı kalp, beraberinde ‘göz katılığını’, yani ağlamamayı getirir. Hırs ve tul-i emel de onlarla beraber bulunur. Halbuki kalbi rahatlatmak ve inceltmek, zühd sahibi olmakla mümkün olur. Kalp ve içinde olduğu beden, dünyaya rağbet etmekle katılaşır, duygusuz hale dönüşür. Onun için kalpler ayrı düşmemelidir. Aynı safta ve beraber olan kalpler, Allah’ın tevhid ipine bağlı olan gönül kuşlarıdır. Bu gönül kuşları ki, zarif, refik ve şefiktir. Kalbin ilmi ve bilgisi, dilin ilminden farklıdır. Tevazu ve sadelik, kalbin anahtarıdır. Gurur ve kibir ise, kalbin kilitleridir. Kalp, mütevazilikle büyür, şereflenir; ucupla küçülür, alçalır.
01.08.2019
Gaflet içindeki kalp ise, hastalıklıdır. Şüphe ve zulüm, onu mazlumlardan uzaklaştırır. Hakk’ın üstünlüğünden zâlimlerin çıkarcı menfaatlerine yaklaştırır. Kışkırtıcı ve fitneci kalp, inkârcıların hedeflerine güç taşır. O kalp ki, suçlu ve günahkarların kalbiyle birlikte atar, onlarla beraber aynı dünyevî amaçlara yönelir. Hakk ve hakikatle birlikte olan kalp, Rahman’ın yolunda bir savaşçıdır. Korku, şüphe ve umutsuzluk, selim kalbin mücadele ettiği düşmanlardır. Arınmış kalp, tevhid yolunda kendini feda edendir. İçleri titreyen, gönülleri el-Vedûd’un sevgisiyle dolu olan kalp, selim kalptir. Hidayet yolu, kalpleri Allah’ın zikriyle çalışanlara açıktır. Öfkeyle dolu kalp ise, Allah’ın Nebisi Hz. Peygamber’in (s) son sözlerinde dediği gibi En Yüce Dost’a düşmandır. Tevhide olan kini, onu inkarcıların arkadaşı yapar. Nitekim yaklaşmakta olan Ceza Günü, ‘yürekler gırtlaklara dayandığında, onlar için ne bir dost, ne bir koruyucu ne de bir şefaatçi olmayacaktır.
25.07.2019
Kalplerinde geçmişlerin ve kaybettiklerinin hasreti/acısı olanlar, dirilten ve öldüren Yaratan’ın murakabesi altında olduklarını unutmamaları gerekir. Ölüm, kalplerdeki sevgiyi yok etmez. Erdemli hatıralar, sevgiyi kalplerde taşır ve onların unutulmamasını sağlar. Bilge adamların dediği gibi, Dirilten el-Hayy, bizi tekrar yaratmasa bile, O’nun bizi hatırlaması şereflerin en büyüğüdür. Bu ilâhî hatırlama ki, kalpleri iman ve aşk ile doldurur. Kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söyleyen nifak ehline gelince, onlar her şeyi bilen el-Alîm’den hiçbir bilginin gizli kalmayacağını bilmeyen gafillerdir. Kalplerde olanları, yalnız Allah ve O’nun bildirdikleri bilebilir. Onun için iman ve küfür, kalplerde yan yanadır. Aralarında tevhidin aşılmaz duvarı bulunur. Haddi aşanlar, kendi kalplerini mühürleyen acınacak zavallılar haline gelirler.
17.07.2019
Kalp, akıl ve ruh anlamına da gelir. Nitekim ilâhî hitabın mahalli ve muhatabı, kalptir. O, aynı zamanda marifet ve irfan kaynağı olarak, erdemleri ortaya çıkaran latif bir varlıktır. Kalbin gözü açık olursa, selim ve temiz bir vicdan, saf bir yürek, sağduyu zuhur eder. Bununla birlikte inanç, düşünce ve bilgilerimizin kaynağı, vasıtası ve mekanı olan kalp, vücut ve bedenin sultanıdır. Onun veziri ise, beyin yani akıldır. Kalp, sadr, fûad, elbab gibi manevî aklı ortaya çıkarır ki, o zaman akleden kalbe dönüşür. Böylece insanın anlama, idrak etme, kavrama, düşünme, analiz, araştırma, eleştirme, kısaca varlığın hakikati üzerinde tefekkür hali başlar. Düşünen kalp, tasdik ve inkârın cereyan ettiği merkez olduğu için, iman, küfür, öfke, nefret, saygı, sevgi, aşk onunla hayat bulur veya sona erer. Bundan dolayı kalp, acıma, şefkat ve vicdan gibi insânî ve İslâmî duyguların yaşam kaynağıdır. Sevgi ve muhabbet onunla dirilişini gerçekleştirir.
11.07.2019
Problemli ve sıkıntılı olaylar karşısında, sâkin, temkinli ve soğukkanlı hareket etmek, ikbâlin belirtisidir. Zira böyle bir vasfa sahip kimse, yanlış kararlar verme ve hata yapma konusunda diğer insanlara göre nispeten daha korunaklıdır. Duyarlı ve ince bir ruhla meydana gelebilecek olaylar hakkında öngörü yetisi ve tahmin gücüne sahip olmak, yine bir ikbâl işaretidir. Râzî’ye göre, bu vasıflara sahip kimselere, ilahî güç yardımcı olmaktadır. Bu ilâhi güç, o kimseye başkan ve hükümdar olma imkânı verecektir. Ancak yöneticilerin ilim ve erdemlere çok ihtiyaçları bulunmaktadır. İkbal ve devlete kavuşma belirtisi olanlar, arkadaş, dost ve yakınlarıyla iyi, sevgi ve saygıya dayalı güvenli bir ilişki içinde bulunurlar. Sorunları çözmeye eğilimli olmak da bir açıdan ikbâl belirtisi olarak kabul edilir. O kimse, verilen başkanlık gücüyle dost ve arkadaşlarını kendisine bağlar. Böylece dostları ve yakınları ondan olumsuz bir davranış ve kötülük beklemez.
05.07.2019
İnsanlığa zulmedenler, ancak yaptıkları zulümleriyle anılmışlardır. Zulümlerinin hesabını da iki cihanda Hâkimler Hâkimi el-Âdil’e vereceklerdir. Allah’ın savaş açtığı zâlimler, hakikat ve istikametten ayrıldıkları için, şeytanın dostları haline gelmişlerdir. Zâlimlerin zulümleri bazen öyle noktalara ulaşır ki, peygamberler, “Allah’ın yardımı ne zaman diye?” dua ve münacatta bulundular. Allah’ın yardımı o nebilerle birlikte iken, zâlimler için hiçbir yardımcı bulunmamaktadır. Mazlumlar, Allah’ın yardımını almakla birlikte iki âlemde izzet ve şeref sahibi olurlar. Nebevî ifadeyle, mazlumun duası makbul dualar içerisindedir. Bununla birlikte zâlime karşı yapılan hakikat savunması büyük cihad olarak kabul edilmektedir. Adalet sahibi mazlumlar, aradan yüzyıllar geçse de hayırla anılmaktadırlar. Kim hayır ve adalet yolunda bir çığır açtıysa, hakikat yolunda büyük bir hayırda bulunmuş olmaktadır. Peygamberlerin yanında hükümdar ve sultanlar da, zulmün karşısında âdaleti savunmuş ve uygulamışlardır.
28.06.2019
... 30 ...
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam104
Toplam Ziyaret207181
Etkinlikler
YENİ ÇIKAN ESERLER





          


                                 






                                             


                                               
                                                                                        
                                                      
                                                   
     





Yayımlanan Eserler


Sayıların Gizemi ve Tasavvufun Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
İnsan Yayınları


   İlkçağ Felsefesi Tarihi
Bayram Ali Çetinkaya 
İNSAN YAYINLARI









Yitik Bilgi ve Hikmet
Bayram Ali Çetinkaya





İslam Medeniyetinin Dinamikleri
Bayram Ali Çetinkaya
 İNSAN YAYINLARI



İrfan ve Hikmet Peygamberi 
Bayram Ali Çetinkaya
   İNSAN YAYINLARI
   



   Şems-Mevlana Dostluğu
     Bayram Ali Çetinkaya
     İNSAN YAYINLARI
      


Medine'den Medeniyete

Bayram Ali Çetinkaya
İNSAN YAYINLARI