ascal’dan önce, Hz. Ali, el-Ma’aarrî, Gazâlî’nin de dediği gibi, Tanrı ve ahiret inancının, herhangi bir oyunun konusu olduğunu düşünelim. Buna göre, inanan ve inanmayan başta eşit şansa sahiptirler. Ancak bu iki insan Tanrı’nın veya ahiret hayatının var olup olmadığı konusunda anlaşamıyorlarsa ve bunu kanıtlayamıyorlarsa; oyun inanmayan için, Tanrı ve ahiret ‘ya varsa’ düşüncesine dayanan bir kazanç olabilir.
Çünkü Tanrı ve ahiret hayatı gerçekten varsa, oyunculardan her ikisinin birden kazanan veya kaybeden taraf olma ihtimali söz konusu olamaz. Tanrı’ya ve ahiret hayatına inanan kazanır; inanmayan kaybeder. O halde Tanrı’ya ve ahiret hayatına inanmak, inanmamaktan her zaman kazançlıdır. Tanrı ve ahiret hayatı gerçekten yoksa, inananın inanmayan gibi kaybedecek bir şeyi yoktur. “Eğer kazanırsanız her şeyi kazanırsınız; kaybederseniz, hiçbir şeyi kaybetmezsiniz.” (Mehmet Bayrakdar, Pascal Oyunu, 11-12) |
11.11.2019 |
24.10.2019 |
anrı’ya inanmaya götüren çok sayıda düşünce ve kanıtlar bulunmaktadır. Tanrı’nın mahiyeti, yani ne olduğu ile ilgili bilgiler, varlığı ilgili bilgiler kadar olmayabilir. Zira Tanrı Sonsuz’dur. Sonsuzluğun bilgisi mümkün olmayı zorlamaktadır. Ancak Tanrı’nın verdiği akıl veya zihin için, Sonsuzluğun bilgisini elde etmeye çalışmak insanın gayretine açıktır. Nitekim dinin kendisi de insanın evreni bilme ve araştırma yapma konusunda teşvik etmektedir.
Agnostiklerin Tanrı’ya ve metafizik sahaya olan negatif tavırları ve dinin pratiklerine katılmayışları ateizm olarak görülse de Bernard Russell gibi filozoflar bu nitelemeye karşı çıkmaktadırlar. Zira onlara göre ateizmin bir kesinlik iddiası bulunmaktadır, bu da kabul edilecek bir husus değildir. O halde agnostikleri ateist olarak görmek de, onları din karşıtı olarak kabul etmek de isabetli bir yaklaşım değildir. |
24.10.2019 |
Ateistlerin sorularına tutarlı ve ciddi cevaplar vermek önemlidir. Örneğin, “ilk Rus astronotu Yuri Gagarin’in ‘uzayda Tanrı’yı görmediği’ne ilişkin cevabı aynı zihniyetten hareketle verilen cevaplardır. Buna iyi bir Müslüman veya Hıristiyanın cevabı, Tanrı’nın zaten Gagarin’in kastettiği anlamda uzayda olduğunu hiç kimsenin söylemediği olacaktır. Hatta Yunus Emre belki daha da ileri giderek şunu söyleyecektir: ‘Ararsan Mevlayı kendinde ara; Kudüs’te Mekke’de, Hac’da değildir.’” (Ahmet Arslan, Felsefeye Giriş, 161-162).
Diğer taraftan felsefe tarihinde ateistlikle itham edilen birçok düşünür ve filozof, böyle bir suçu kesin bir dille reddetmiştir. Fichte, ateistlikle suçlanmış, buna verdiği cevapta “bir insanın gerçek anlamda ateist olabilmesi için hiçbir ahlâkî ideale sahip olmaması gerektiğini” ileri sürmüştür. |
24.10.2019 |
Allah’ın varlığını, yani evrende derûnî, hariç ve üstün bir ilahî sebebi kabul etmeyen ateizm, bir sistemden çok, pozitif birtakım ilkelerden hareketle bir inkârı savunmaktadır. Allah’ı, ruhu, yaratılışı inkâr ederken, evrenin planlı olmayan birtakım tesadüflerin eseri olduğunu iddia eder. Ateistler, doğa olaylarının açıklanmasında hiçbir ‘aşkın sebebi’ kabul etmezler. Dolayısıyla onlar, din, dindar ve yüksek inanç sahiplerine karşı durarak onlarla mücadele ederler. Bu açıdan ateizmin temellerini (ontolojik) materyalizmde aramak gerekmektedir.
Tanrı merkezli anlayışların yerini Rönesans’la birlikte akıl, bilim, insan ve toplum merkezli akımlar almıştır. Doğa bilimlerindeki hızlı gelişmeler, on altıncı yüzyıldan itibaren pozitif bilimlerin gelişmesinde önemli katkılarda bulunmuştur. Onun için ondokuzuncu yüzyılın materyalist, pozitivist ve biyolojistleri ateist kabul edilmektedirler. |
24.10.2019 |
Yüzlerce yıldır bu topraklarda varlığını sürdüren Osmanlı Barışı, din, dil, ırk, mezhep demeden bütün toplulukları ‘insan’ olarak kabul etmiş ve değer vermiştir. Onları birbirine yok ettirmeden sulh içinde yaşamaları için adaleti sağlayan Osmanlı Devleti’nden Batılı ve Doğulu bütün devletlerin önemli dersler ve sonuçlar çıkarmaları gerekmektedir. Çıkar ve emperyal amaçlar gütmeden, kan, savaş ve zulüm içerişine sürüklemeden insanların hayatlarını petrol, gaz, yeraltı ve yer üstü zenginlikleriyle değiştirmemek, sadece Türkiye’nin değil, bütün dünyanın/insanlığın görevidir.
Ordumuz, mazlum Suriye ve insanları için, özetle yaşanabilir güvenli bir bölge oluşturmak için sefere çıkmıştır. el-Hâfız olan Hak Teâlâ, tüm askerlerimizi, yani ‘Muhammed’in Ordusunu” her türlü görülen ve görülmeyen saldırı ve tehlikelerden muhafaza etsin ve harekâtı zaferle sonuçlandırsın. |
24.10.2019 |
23.10.2019 |
Şairleriyle öne çıkan Tebriz, halı sanatının nadide eserlerinin dokunduğu bir İslâm beldesidir. Süsleme ve mimarisiyle kendisini gösteren bin yıllık çarşısında beş bin beş yüz dükkân/mağaza ve kırk meslek dalını görmek mümkündür. Unesco’nun Dünya Mirası listesi’ne eklediği çarşı, çok geniş bir alana oturmaktadır. Yürümekle bitmeyen kapalı çarşının beş km olduğu söylenmektedir. Çarşının içinde el arabalarıyla yol açmaya çalışanların “subhanellah ay balam” ikazlarını muhatap olmak şaşırtıcı değildir.
Şiir ve şair, Tebrizle özleşmiş olgulardır. Yüz on şairin bulunduğu şairler mezarlığı ve anıtı, Tebriz’in şaheser mekânlarından birisidir. Buradaki şairlerin sultanı Mehemmed Hüseyin Behzat Tebrizî Şehriyar’dır (1908-1988). Şiirleri doksan iki dünya diline çevrilmiş olan Şehriyar, aslında tıp fakültesi mezunu bir şairdir. |
12.10.2019 |
12.10.2019 |
Teizmin önemli bir ilkesi de Tanrı’nın mutlak yaratıcı olduğu inancıdır. Kendisi dışında var olan her şeyi Tanrı yaratmıştır. Bu yaratılış yoktan bir var ediştir. Tanrı’nın yaratıcı sıfatı ve kudreti Tanrı tasavvurlarının en temel özelliğidir. Bu özellikle teizm; deizm ve panteizmden ayrılmaktadır.
Teizmin Tanrı’sı eylemlerinde özgürdür ve O’nun fiillerini hiçbir güç ve kudret belirleyemez. Tanrı, âlemi, var olmasını dilediği ve irade ettiği için yaratmıştır. Var olan her şey, özgür iradesi ve dilemesiyle vasıtasız ve başka bir güç olmaksızın Tanrı tarafından yaratılmıştır. |
12.10.2019 |
1 ... 23 24 25 26 27 28 29 30 31 ... 48 |