Babaannem de, Dünya Ekonomik Bunalımı’ndan bir yıl öncesinde, Anadolu’da Konya’nın Yunak ilçesine bağlı Büyük Hasan köyünde doğar. Babaannem ağa kızıdır. Babası Mustafa Efendi, zengin ve geniş toprak sahibi bir ağa ve beydir. Babaannemin dedesi ise, nüfus kayıtlarına göre Hacı Ahmet Ağa’dır.
Babaannenin babası Mustafa Efendi beş erkek, bir kız altı kardeştiler: Mehmet Ağa, Hasan Efendi, Mustafa Efendi, Bekir Efendi, Ömer Efendi ve Huriye Hala. Ömer Efendi İstanbul'da hukuk okur, Akşehir'de uzun yıllar avukatlık yapar. Diğerleri de Rüştiye (ortaokul) mezunudurlar. |
03.06.2020 |
Başına gelen küçük ve büyük her türlü hali, yalnızca kendisinin yaşadığını zanneden kul, daha büyük sıkıntı, musibet ve imtihan içindekileri görmeme aymazlığına düşmektedir. Kişi, geleceğinin bilgisine sahip olsa, acaba bunları değiştirebilir mi? O, olumlu ve olumsuz yaşayacaklarını mutlaka eyleme geçirecektir. Bazılarının sonuçlarının kendisi hakkında zahirde olumsuz olduğunu bildiğini/tahmin ettiği halde, o fiillerin fâili olmaktan kendisini uzak tutamayacaktır.
Ömür denilen yaşam makinası, birçok imtihanı ve sırrı içinde barındırmaktadır. Bu imtihanların birisinin sahibi de, Enver Amca’dır. O, Ege bölgesinde, zeytin ve incir ağaçlarıyla kaplı bir şehirde dünyaya gelir. Bugün seksen sekiz yaşında olan, yüz yüze tanışmadığımız, Enver Amca’yı, başlangıçta ismini bilmesem de herhalde yedi sekiz yıldır ben de tanımaktayım. Kızı Şeniz, felsefe tarihinde doktoraya başladığından beri, derslerini verirken ve tezini hazırlarken, bakımını üstlendiği babasından bahsederdi. |
28.05.2020 |
Allah, Pehlivan Hamit’e birçok özel yetenek ve ikramlarda bulunmuştur. Ancak, onu verdikleriyle ve aldıklarıyla da, peygamberlerin muhatap olduğu imtihanlarla sınamıştır. İnşallah Hacı Hamit, bu dünya imtihanını da, rakiplerini yendiği gibi yenerek iki cihan mutluluğunu yakalamıştır.
Pehlivan Hamit için, güreşteki amansız, güçlü, kudretli rakiplerini yere yıkmak, yenmek kolaydır. Ama onun asıl büyük imtihanı, ailesi ve çocuklarını yaşatmaya çalışma için mücadele etmesidir. Her bir canını kara toprağa vermek ve bunlara dayanmak için Hakk’ın verdiği geniş yüreklilik ve sabır onda bulunmaktadır. Başına gelenlere ve yaşadıklarına karşı isyan, onun dilinden ve hareketlerinden asla sadır olmamıştır. |
24.05.2020 |
Ölümden sonraki dirilme, ahiret, mukadderdir elbette. Yani bedenlerin ruhla buluşması, ‘bâsübâdelmevt’, ebedî hayatın başlangıcıdır. Bu uyku, yarı uyanık (yakaza) halinden Azim olan Allah’la buluşmadır. İşte o zaman uyanış hali gerçekleşmektedir. Vuslatın şerefli olması, Cemil’in Cemal’iyle hakikat kazanır. Cemalullah’ı görmek, işte öte dünyadaki gerçek diriliş budur.
Dünyadaki diriliş, aslında ‘ölmeden ölmek’ üzerine bina edilmiş sezgisel bir haldir. Bunun ruhî boyutları, madde kirinden azâde olmakla zuhur eder. Zira diriliş, kurtuluş demektir. İnananlar bilirler ki, kurtuluş, iki cihan mutluluğunu getirecektir. Bu saadet dünyevî hazlar ve zevkler gibi gelip geçici değildir, ebedîdir ve ruhu dinginliğe ulaştırır. |
23.05.2020 |
Ramazan'ı bu açıdan öğle ve ikindi namazından sonra Kur'an hatimleri ile yani mukabelelerle başlatmak yerinde olacaktır. İlçenin en büyük ve merkezindeki Çarşı Camisi’nde bu mukabeleler icra edilirdi. Hakikatte farklı camilerde görev yapan birkaç tane hafız hocanın (Ramazan Hoca, Osman Hoca, Memiş Hoca, İlyas Hoca, Abdullah Hoca) kıraatleri ile Kelâm-ı Kadîm’in mucizevî ayetleri, caminin duvarlarından kalplerimize yankılanırdı.
Ramazan ayında, öğle veya ikindi namazından sonra bu Kur'an hatimleri, yani mukabeleden sonra küçük gruplar şeklinde sohbet halkaları görmek mümkündü. Kur’ân’ın manevî lezzetleri, dükkanlarda (iç veya dışında) ve parklarda yapılan tatlı ve hikmetli sohbetlere tesir ederdi. |
21.05.2020 |
Yoğun bakım servisi, ileri düzeyde problemli hastaların alındığı bir alandır. Aslında bu büyük ve tek bir salon şeklinde düzenlenmiş, tıbbı araçlar, hastalar ve yataklarıyla perdeleme imkânı olan bir mekandır. Orası aslında ölüm ile hayat arasındaki durak ve istasyondur.
Ecelin geciktirilmeyeceği ve ömürlerin öne alınmayacağını bildiren ilahî mesajlar, büyük imtihanın yaşandığı bir bölümde olunduğunu size anlatmaktadır. Genç, orta yaşlı, ileri yaşlı, kadın ve erkeklerin çoğunun baygın ve uyutulmuş olduğu bu bölüm, mahşeri anlatan ilahî kelamı size hatırlatmaktadır. Burası gece ile gündüz fark edilmeyecek derecede izole edilmiş ve pencerenin olmadığı bir yerdir. |
21.05.2020 |
Tefekkür, mevcut hadise ve durumları analiz ederek, eldeki bilgilerden hareketle yeni bir görüş, bilgi ve fikre ulaşmak demektir. Zihni yetiler oluşturmak, çözüme ulaşmanın şifrelerini verir ve yollarını gösterir. Elbette bu, düşünce üretmek ve muhakeme yapmakla ürün verir.
Zihindeki mevzuya dikkatli bir şekilde yoğunlaşarak kilitlenmek, onu canlandırmak, göz önüne getirmek, akıldan geçirmek ve hayal etmekle mümkün olur. Hayal, hafıza, muhakeme, mütala’a ve müzakere, fikir ve tefekkürün harçlarıdır. Fikir çinisi ve tefekkür mozaiği, düşünmekle, sürekli hatırlamakla, anmakla; yani tezekkür etmekle işlenir. Nakkâşın elindeki sanat şaheseri gibi, ârif ve âkil tefekkür peteklerini irfan lezzetleriyle işler ve doldurur. |
18.05.2020 |
Anlatılan olay, aslında zor şartlarda ve çetin durumlarda Anadolu insanın cesaret, metanet, azim ve tevekkülünü anlatması açısından gerçekten ibretler ve dersler çıkarılacak bir hadisedir.
Hadisede, bir taraftan olaylara iyimser, temkinli bakış varken diğer taraftan pişmanlık, yeis, umutsuzluk ve ümitsizlik olmadığını görmek mümkündür. Olay, kırk dokuz yıl önce, yani 1971 yılında Konya’da geçmektedir.
Kendileri, ilçesi Yunak’ta oturmalarına rağmen, Konya’da dedem ve abisi Hacı Hamit bir ahır ve koyunlar satın alırlar; sürünün yemlerin tedarik ederler. Çoban tutarlar.
Bir müddet geçince ilçe özlemi, yakınlarından uzak olma hasreti nedeniyle koyunları satarlar, ahırı sahibine geri verirler. |
15.05.2020 |
08.05.2020 |
08.05.2020 |
1 ... ![]() ![]() |