Hikmetler Dünyasının Unutulmayan Hikâyeleri
Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya[1]
Yetimler, güçsüzler, zayıflar, kuvvetsizler ve mazlumlar, Hüküm ve Hikmet Sahibi’nin kapısında duaya durmuşlar. Bozguncu ve zâlimlerin baskısıyla boğulan bu mustazaflar, Her Şeye Gücü Yeten’in inayetine muhtaçlar. Eşlerini kaybeden dullar, anne ve babalarını yitiren yetim ve öksüzler, Hüküm ve Hikmet Sahibi’nin yardımlarını bekleyen kimsesizler hepsi bir safta....
Hikmet, Hüküm Sahibi’nin sorulara ve dileklere verdiği cevapları içerir. Hz. İbrahim’in ölülerin dirilmesini anlama talebi üzerine, Yaratan’ın her biri bir cenaha/dağa atılmış kuş parçalarını yeniden halk etmesi, O’nun hikmet ve hüküm sahibi olduğunu bir kez daha göstermektedir.
Hâlık, sadece hayvanatın değil, insanoğlunun “döl yatakları”ndan başlayan yaratılışı ile de hikmetini izhar eder. Nitekim O’ndan başka ilah ve itaat edilecek yoktur.
Kalplerin, Allah’ın inayet ve hikmetinin bir gereği olarak sükûn bulması zaferleri beraberinde getirir.
Yine, hayatta bulunanlara kalan miraslar, hikmetli bir paylaşım ve bölüşmenin sonucunda Hüküm Sahibi’nin mutlak, şaşmaz adaletiyle hak sahipleriyle buluşur.
Adalet, kutsal ve meşru akitleşmenin neticesi olan aile kurumu, Hikmetullah’ın tecelli ettiği huzur merkezidir.
Huzur ve düzeni bozanlar için korkulacak ve ümitsizliğe düşecek bir durum yoktur. Zira onlar, Hikmet Sahibi’nin sonsuz merhamet ve rahmeti altında nedamet getirdikleri müddetçe hayırlar diyarının mensupları olarak kalacaklardır.
Pişmanlık ve bağışlanma talebini diyet ve kısas cezaları ile dengeleyen Hâkimler Hâkimi’nin bu hükümleri, O’nun hikmetinin tahakkukunu gösterir.
Bu dünyanın adaleti, öte ve ebedî dünyanın ilâhî hukukuyla ahenkli bir şekilde hikmete dönüşür. Kudret Sahibi Mevlâ, hikmetinin gereğini mutlak şekilde yerine getirmekte asla tereddüt etmez. Dünyada yapılan her fiilin, doğru ve yanlışın, sevap ve günahın, iyilik ve kötülüğün Ceza Günü’nde adalet terazisinde bir karşılığı olacaktır.
Hikmet, umutsuz olanlar için, en büyük umudun Hikmet Sahibi olduğunu işaret eder. Yarattıkları ve onlara verdiği sayısız rızık ve nimetler bunun apaçık delilleridir.
Gökler ve yeryüzü, hikmetler âlemleri olarak tezâhür eder. Yaratan’ın “ol” demesi ise hikmetinin gereği olarak varoluşu simgeler.
Hikmet bütün şüphe ve zanları yerle bir eder. Hz. İbrahim’in ikna olmak için sorduğu sorular, Hikmet Sahibi’nin hikmetli örnekleriyle, yerlerini sağlam tevhid inancına bırakır.
Yakub’un rüyası, Yusuf’un çile ve imtihanı kadîm hikmetler dünyasının asırlarca unutulmayan kıssalarını içinde barındırır. İnsanoğlu bu hikmetli misallerde çağlar boyuncu sorunlarına cevap bulmuş ve aktarılan bu hikmet kıssaları ile Rahman’ın ebedî hükümlerine bağlanmıştır.
Kıssaların önde gelen fâilleri kutlu peygamberler, hidayeti hikmet hazineleriyle süsleyerek Hakk’tan aldıkları mesajı, muhtaç olan Âdemoğluna taşıdılar. Dünyanın, öte dünyanın, haşrın ve mahşerin Sahibi Mevlâ, Hikmet Sahibi olarak, inanmayanlara mutlak adaletini iki cihanda da gerçekleştirmektedir.
Mazlum ve günahkârların sığındığı aşkın liman Hakk Teâla, onlara mesaj getiren Lut gibi Elçilerinin hikmetle hicret ettiği En Yüce Dost’tur. O’nun hikmetlerini, denizler mürekkep ağaçlar kalem olsa da yazmakla bitiremezler. Hikmet Sahibi Allah, gaybı da görülebileni de hikmetler dünyası olarak yaratmıştır.